16 OCAK TÜRKMEN ŞEHİTLERİ GÜNÜ

      16 OCAK TÜRKMEN ŞEHİTLERİ GÜNÜ

Dr. Şemsettin KÜZECİ

16 Ocak, Irak’ta Saddam rejiminin katlettiği Türkmen liderlerin aziz hatırasını yaşatmak için “Türkmen Şehitleri Günü” olarak anılıyor. Peki 16 Ocak’ta ne oldu ve kimler şehit edildi bu bölümde sizlere bunu anlatacağız…

Geçtiğimiz bölümlerde Irak rejiminin Türkmenler üzerindeki baskılarını ve dayatmalarını detaylıca anlatmıştık. Irak’ta Türkmenlere yapılan zulüm hiç bitmedi… Yıllarca sürdü ve işin acısı bu zulümler şiddetini artırarak devam etti… Ama 1979 yılında Irak’taki Baas rejiminin Türkler üzerindeki baskıları iyice arttı.

Irak Türklerinin lider durumunda olan önemli şahsiyetler, 1979 yılında gözaltına alınarak, ağır işkencelere maruz kaldı. Bunların arasında, Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın uzun yıllar başkanlığını yapmış Emekli Albay Abdullah Abdurrahman ile Bağdat Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Necdet KOÇAK başta geliyordu. Ayrıca Abdullah Abdurrahman ‘ın yakın çalışma arkadaşı Dr. Rıza DEMİRCİ ve Müteahhit Adil Şerif de tutuklanarak, işkencelere tabi tutuldu. Bu tutuklamalar Türkmen halkı üzerinde büyük tepki ve üzüntü yarattı.

Peki kimdi bu isimler ve neden önemliydiler Türkmen halkı için…

Emekli Albay A. Abdurrahman, Irak ordusunda önemli hizmetler görmüş değerli bir subaydı. Ordudaki görevinden ayrıldıktan sonra, Bağdat’ta açılan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın yıllarca başkanlığını yapmış ve hizmetlerinden dolayı, Irak ‘taki Türklerin büyük sevgisini kazanmıştı.

Doç. Dr. Necdet Koçak ise, Ziraat Makineleri alanında yetişmiş değerli bir uzman ve bilim adamı idi. Bağdat Üniversitesi’nde, Ziraat Makineleri Bölümünü kurarak, bu dalda yüzlerce öğrenci yetiştirmişti. Bunun ötesinde, insan sevgisi ve geniş hoşgörüsü sayesinde Türk toplumu arasında gerçekten çok sevilen ve sayılan kişiliğe sahipti.

Dr. Rıza Demirci; Orman Bakanlığı’nda Müsteşar, Ocağın çalışkan elemanı, öğrenci yurdunu kuran, gençlerin yetiştirmesinde büyük katkısından dolayı özellikle sevilen ve sayılan, sözü dinlenen bir kişi.

Adil Şerif: Kerkük’te esnaf arasında, yardımlaşmayı, birleşmeyi, örgütleşmeyi isteyen, bu uğurda çalışır, maddi destek sağlardı.

Baas yönetimi günlerce baskı ve insanlık dışı işkence ederek, Türklerin sevilen liderlerini suçlu göstermeye gayret sarf etmesine rağmen, hiçbir sonuç alamamıştı. Özellikle şeker hastası olan A. Abdurrahman ‘a aldığı ilaçlar verilmeyince, gözlerini kaybetmesine ve karanlık bir dünyaya mahkûm edilmesine sebebiyet verilmişti.

Sonunda Bağdat yönetimi, Türk toplumuna korku vermek gayesiyle, Abdullah Abdurrahman, Necdet Koçak ve Adil Şerifi, 16 Ocak 1980 tarihinde idam etti.

Ağır işkence altında can verdiği için, Rıza Demirci’nin akıbeti hakkında uzun yıllar cevap alınamadı. Ancak 1998 yılında ailesine gönderilen bir yazıda; “Rıza Demirci idam edilmiş. O’nu bir daha aramayın.” Yazıyordu…  ve mezarı bile bulunulamadı.

Türk toplumunun bu gözde ve değerli şahsiyetlerinin haksız yere idam edilmeleri, Irak Türkleri arasında büyük tepki ve nefrete yol açtı.  Tek amaçları, ülkede insanca yaşama isteği gibi Türk toplumunu en doğal hakkını savunan bu liderlerin idamları, Türk halkını yönetime karşı küstürdü.

Peki isimlerin suçu neydi, neden bu işkencelere maruz kaldılar, canlarından oldular… Tek sebep “Türkmen olmak” …

Saddam rejiminin yıkıldığı 9 Nisan 2003 tarihinden bu yana, huzura ereceğini düşünen Türkmen coğrafyasında durum ne yazık ki beklenildiği gibi olmadı. 2003 yılından bugüne kadar da Türkmenler binlerce şehit verdi. Musul, Telafer, Erbil, Kerkük, Tuzhurmatu, Bayat Köyleri, Amirli, Yengice, Diyale, Mendeli.

Türkmenlerin aydınları ve önderleri bir araya gelerek, Telafer’den Mendeli’ye kadar farklı zaman ve mekanlarda şehit düşen tüm Türkmen şehitlerini temsilen 16 Ocak gününü “Türkmen Şehit Günü” olarak anmak üzere ilan edildi.

Bizlerde bu tarihin 42. yıldönümünde Türkmen davası uğruna canından olan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, saygılar sunuyoruz…

Türkmenlerin yaşamış olduğu sıkıntıları ve ayakta kalmak için verdikleri mücadeleleri de sizlerle paylaşıyoruz ki var olma mücadelemizin ne kadar uzun yıllardır ne koşullarda devam ettiğini yeni nesile göstermiş olalım…

Previous articleArzu Hüseyin’den Deyirem Şiiri
Next articleƏfsanə Rəvan’dan İki Şiir
Dr. ŞEMSETTİN KÜZECİ Araştırmacı, eğitimci, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci; 1965 yılında Kerkük’te doğdu. 1989 yılında Musul Üniversitesinden mezun oldu. 5 Yıl Kerkük’te lise öğretmenliği yaptı (1992-1996). Kerkük Televizyonu, Bağdat Türkmence radyosunda “gençlik ve spor” programları hazırlayıp sundu (1992-1995). Yazılarını Bağdat’ta Türkçe yayınlanan “Yurt” gazetesi, “Kardeşlik ve Birlik Sesi” dergilerinde yayınladı. 1993 yılında Irak rejimi tarafından tutuklandı. Üç ay Tikrit muhaberatında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. 2015 yılında Musalla Lisesinde Lise öğretmeni olarak çalıştığı mesleğinde kendi isteği üzerinde Kerkük’te emekliye ayrıldı. 1996 yılında siyasi nedenlerden dolayı Irak’ı terk ederek Türkiye’ye yerleşti. 1999 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye temsilciliğinde Basın Yayın ve Enformasyon Şube Müdürü olarak çalıştı (1999-2003). Kerkük Gazetesi'nin Türkiye temsilciliği ve Türkmeneli TV’de muhabir, programcılığı ve haber müdürü olarak çalıştı (2005-2009). 2008 yılında “Irak Basın Tarihi” üzerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema bölümünde “Osmanlı’dan Günümüze Irak’ta Basın Tarihi” konulu yüksek lisansını ve 2010 yılında Hollanda'da Global Lahey Üniversitesinde “Irak Televizyonları” üzerine doktorasını yaptı. 2009-2019 yılları arasında Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi'nde Basın ve Kültür Müdürü, 4 Şubat 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihleri arasında (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde Türkmen ve Medya uzmanı olarak görev yaptı. 16 Temmuz 2020 tarihinden beri Türkmeneli Vakfı Başkanlığından basın danışmanı olarak görev yapmaktadır. Sürekli basın kartı sahibi olan Küzeci, aynı zamanda Kerkük Gazetesi genel yayın yönetmeni ve Türkiye temsilcisi görevini sürdürmektedir. 2020 yılından beri Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şb. Yönetim kurlu üyesidir. Irak Türklerini; Türkiye, Türk dünyası ve uluslararası faaliyetlerinde gerçekleşen onlarca kongre, kurultay, konferans, bilgi şöleni ve toplantılarda temsil etti. 400’ye yakın uluslararası hizmet, takdir, teşekkür, onur belgesi, plaket ve ödül almıştır. 2006’da Irak, Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili yapmış olduğu ilmî ve edebî çalışmalarından dolayı, Azerbaycan’da VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi tarafından kendisine “Fahrî Doktora” Payesi verildi. 2022 yılında da Türk Dünyası Akademisi tarafından kendisine “Fahri Profesörlük” Unvanı verildi. Küzeci’nin bazı eserleri ve yazıları Arapça, Azerbaycan Türkçesi, İngilizce ve Rus, Özbek, Kazak dillerine tercüme edilmiştir. Basılmış 60 adet eserinden bazıları; Suçum Türk Olmaktır, Kerkük şairleri, Irak Basın Tarihi, Türkmeneli Edebiyatı, İçimizdeki Kerkük, Kerkük Soykırımları, Kerkük’ün Mili Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, Nevruz Çiçekleri (Türk Dünyası Kadın Şairleri), Ortadoğu’da Türk Katliamları, Sinan Sait, Türkmen Milli Takımı, Şehit Hüseyin Demirci (Tembel Abbas), Sarmaşık Duygular, Osmanlıdan Günümüze Irak’ta Türkçe Dergiler, Kerkük’ten Azerbaycan’a, Horyatlarım, Kerkük Katliamı, Telaferli Felekoğlu, Kerkük’ten Sesleniş, İçimizdeki Kerkük, Telafer Şairleri… İletişim: www.skuzeci.com skuzeci@gmail.com (+90) 533 255 26 60