Irak Türkmen Müziği Üzerine

Irak Türkmen Müziği Üzerine

Imacon Color Scanner

Dr. Şemsettin Küzeci

2KIZILAY4MİŞKO3YASİN YAHYA 25EKREMTUZLU6HABA21231_154591684710889_6076499_n

Giriş

I918 yılında Osmanlı’dan koparılarak İngilizler tarafından işgal edilen Irak, 1921 yılın kadar İngiliz mandasına altında yönetildi. 1921 yılında Kraliyet hükûmeti kuruldu. 1932 yılında Cemiyet-i Akvâm’a (Milletler Cemiyeti) üye olan Irak resmen bir devlet olarak bağımsızlığını ilan etti. Türkmenler, Arap ve Kürtlerden sonra üçüncü asıl unsuru teşkil etmektedir. Türkmenler, Osmanlıdan günümüze kadar sancılı bir hayat yaşamalarına rağmen varlıklarını ve kültürlerini, yasak yüzünden siyaset yoluyla olmasa da, edebiyat ve sanat yoluyla korumayı mücadele verdiler.

1921–2003 yılları arasında Irak’ta çeşitli iktidarların hâkim olduğu süreçlerde, Irak anayasaları Türkmenlere siyasi, kültürel veya sosyal haklar tanımadı ve 24 Ocak 1970 tarihinde kısa bir süre için Kültürel hakları tanındıysa da, bu haklar gasp edildi. Tekrar bu hakları İddia edenler tutuklandı ve bazıları da idam edildi. Dikta rejim ile yönetilen dönemlerde Irak Türklerini dimdik ayakta tutan ne siyasetleri, ne siyasetçileri, ne de güvendikleri iktidarlar oldu. Onları şahlandıran, geçmişteki köklü ve zengin kültür mirasları oldu. Irak Türklerinin edebî dili İstanbul Türkçesi olup, konuşma dili ise Azerbaycan şivesidir.

Irak’ta musiki makam tarihini yazanlar,“Makam Kerkük’te doğar, Musul’da büyür ve Bağdat’ta yaşar” sözlerini kullanırlar. Bu söylemin ne kadar doğru olup olmadığını anlayabilmek için Irak’ta makam tarihinin geniş kapsamlı bir araştırılması gerekmektedir. Ata Terzibaşı, “Kerkük Havaları” kitabında bu konuyu kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Biz, burada sadece horyat usûllarımızı hatırlatmak amacıyla horyatlarımızı sıralamakla yetineceğiz. Irak Türkmen müziğinde tespit edilen 22 çeşit horyat usûllarından; Muhalif, Beşiri, Nobatçi, İskender, Muçala, Yetimi, Ömeregele, Malallah, Şerife, İdele, Yolçu, Memeli, Mazan, Kesük, Darmangahı, Matarı, Kesük Matarı, Karabağı, Atıcı, Delli Hesenı, Kurde, Kızıl usûllarıdır. Abdülvahit Küzeci Muhalif, Muçala, Yolçu ve Beşiri usûllarını başarıyla okumuştur.

Kitle iletişim araçlarının yazılı basında yayınlanan makam, horyat, miyan, beste ve şarkı sözlerini araştırıp, işitsel kaynaklarla mukayese ettiğimizde hem söz, hem müzik bakımından bazı farklılıkların ortaya çıktığını görebiliriz. Irak Türklerinin Milli Sanatçısı Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu orijinal ses kayıtlarını esas alarak hem ezgi hem tartım hem de metinleri birebir bu kitapta kullandık. Dolayısıyla da tespitler ve sonuç bölümünde bazı örnekler vermeye çalıştık.

Türkiye’de Kerkük türkülerini incelediğimizde gerek TRT arşivinde, gerekse Abdülvahit Küzeci, Abdurrahman Kızılay ve diğer sanatçılarca icra edilen Türkülerimizin ana sözlerinin birçoğu aslına uygun olarak icra edilmemiştir. Bu nedenle başta Abdülvahit Küzeci olmak üzere tüm Türkmen sanatçılarının Bağdat Türkmence radyosu, taş plaklar ve özel kayıtlara aldığı türkülerin metinlerinin orijinalini inceledik ve ortaya çıkan sonuç Kerkük veya Türkmen Türküleri hakkında bir Katliam işlenmiş kadar bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Bu türkülerin çoğunu değerli dostumu T.C. Kültür Bakanlığı Sanatçısı Salih Turan ile yeniden dinledik ve Türkmen şivesi ile “خ ile ق” sesleri için “h ve k” yerine “x ve q” harflerini temel alarak metinleri ve notalarını revize ettik. Bu çalışmalar iki kitap halinde basıldı. İlki bendenizin imzasıyla 2012 yılında Kerkük ve Ankara’da “Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci” ve ikincisi Salih Turan’ın imzasıyla “Irak Türkmen Havaları” 2013 yılında Ankara’da basıldı.

Zikredilen iki Kitabı oluştururken izlediğimiz disiplin nedeniyle bu kitapların güvenilir bir kaynak olduğu kanısındayız. Ayrıca, kitapta türkülerin tarihçesini tespit etmeye çalıştık. Bu hususta Ata Terzibaşı’nın “Kerkük Havaları” kitabından önemli ölçüde yararlandık. Yine, 1966’da Kerkük’te yayınlanan Abdülvahit Küzeci’nin horyat ve besteleri kitabı diğer önemli bir kaynak olarak çalışmamızı kolaylaştırdı. TRT arşivi, ses kayıtları ve ilgili kaynak kitapları da titizlikle araştırdık. Abdülvahit Küzeci’nin oğulları İhsan ve Mehmet Küzeci de babalarının arşivini yürekleriyle birlikte bize açtılar. Elektronik basın ve sosyal medya (web siteleri, youtube, facebook, twitter) taraması da yaparak, son 20 yılda bu türkülerin kimler tarafından okunduğunu tespit etmeye çalıştık. Ayrıca,

Kerkük TV ve Bağdat Türkmence radyosundaki görüntülü klipleri, ses kayıtları, 45-78 devirli taş plakları, TRT THM repertuarında kayıtlı Kerkük Türkülerinin notalarıyla birlikte türkülerin, TRT Ankara Radyosu sanatçıları tarafından okunan Kerkük türkülerinin, T.C. Kültür Bakanlığı’na bağlı Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği’(MESAM) nde kayıtlı Kerkük türkülerinin listelerini irdeledik ve ortaya çıkan sonuç gerçekten de Kerkük Türkülerini orijinali dışında birçok ses sanatçısı icra etmiş ve söz ve ritim açısından da yanlış olarak ortaya koyulmuştur.

Tespitler:

Kerkük Türküleri Katlediliyor

Kitaplarda yer alan türkülerin, müzik, söz, bestecisi hakkında vermiş olduğumuz gerçek bilgiler doğrultusunda, hem TRT repertuarındaki notaların düzeltilmesinin, hem de bundan sonra sanatçılar tarafından türkülerin yeni düzeltilmiş haliyle okunmasının bir kültür hizmeti olduğuna inandık.

Kerkük Türkülerinin bazıları Türkiye ve Azerbaycan’da ünlü ses sanatçılarınca güzel bir şekilde ifa edilmiş, Kerkük Türklerinin kültür, sanat ve edebiyatının tanıtımına ivme kazandırmıştır. Ancak bazı türkülerin gerek ezgi gerek metin gerekse de tartım bakımından farklı nedenlerle yanlış okunduğunu ortaya çıkmıştır. Bu çalışamadan amacımız türkülerimizin bir bütün olarak düzgün bir şekilde okunsun ve başkaları tarafından suiistimal ve istismara edilmesin.

 Aşağıdaki bazı örnekler türkülerimizin doğru okunmadığına göz atıyoruz:

– “Bu hal ne haldi Türksüsü”, TRT repertuarında yanlış olarak yazılmıştır. Aslında Hal değil, “Bu xal ne xal’dır”. Xal’ın anlamı “yüzdeki ben” veya “iz”. Hal yazıldığında cümlenin tamamıyla anlamını değişiyor. Bu hal ne haldı gözüm ne haldı, yanakta dögdürüpsen: Burada Hal (durum) kelimesi anlamıyla yanakta dövülmez. Yanakta “ben” dövülür. Bu türkünün gerçek anlamı bozulmuştur.[1] Orijinali bu şekildir:

Bu xal ne xaldı,

Gözel ne xaldı

Yanaxta dögdürüpsen

Türkünün ikinci mısraında ise xal değil hal=durum olmalı[2].  Burada

Canım ne haldı,

Gözüm ne haldı,

Âlemi öldürüpsen

-Kerkük divanında: “gülüm di gel men seni seveni neçe gün neçe ay neçe ildir”. Türkiye sanatçıları bu cümlede iki hata yapmışlardır. İlkin birinci mısrada neçe kelimesini nece olarak telaffuz etmişler. Kerkük ağzında neçe=kaç, nece ise, nasıl anlamını taşımaktadır. Burada türkünün anlamı tamamen bozulmuştur.[3]

İkinci hata ise, türkünün orijinal metininde cümlede (şiir)in kafiyesi şöyledir:(Gülüm di gel)

Men seni seveni neçe gün neçe ay neçe ildi

Sen meni aldattıv, bu sende nece dildi

Burada kafiye ildi ve dildi.

Türkiye’nin bazı sanatçıları ve Küzeci de bazı kasetlerinde hatalı okumuşlardır.

(Gülüm di gel) Men seni seveli nece il nece ay nece gündü

Sen meni aldattıv, bu sende nece dildi

Türkiye sanatçıları kafiye olarak gündü ve ildi olarak okumuşlardır. Doğrusu ise ildi ve dildi.[4]

  • “Altın Xızmav mülayim” türküsünün bu bölümünü “altın xızmav incidi, köynegiv narıncıdı, menim lal olmuş dilim, ne dedim yar incidi.” Türkiye sanatçıları; bu şekilde okuyorlar. Hâlbuki doğrusu, “Lal olsun menim dilim ne dedi yar incidi.” Burada ne dedim değil doğrusu “ne dedi” dir.[5]
  • Helhele verin geline deste gül verin eline”, türküsünde okunan horyat:

Ayrıldım özlerinnen

O şirin gözlerinnen

Bilseydim ayrılığ var

Öperdim sözlerinnen

Burada mana bakımından hata vardır. İkinci mısrada “O şirin gözlerinnen yanlıştır. Doğrusu sözlerinnen olacaktır” ve dördüncü mısrada “Öperdim sözlerinnen” yerine öperdim gözlerinnen olacaktır. Çünkü söz öpülmez. Göz öpülür… Bunlara benzer daha onlarca okunan Kerkük türküsünde ciddi hatalar mevcuttur. Bu türküler popüler olduğu için bazı örnekler vermeye çalışacağım:

– Kerkük divanında (Urfası) okunan horyatta önemli bir hata vardır. Sol tarafta yanlış okunan, sağ tarafta da doğrusuna bir göz atalım:

Men dayanam                                   Men de yanım

Aç sinen men dayanam                   Sineve men dayanım

Kerem aşkından yandı                    Kerem Aslı’yçın yandı

Umut ver men de yanam               Umut var men de yanım

Biz burada son mısrada “Umut ver” kelimesi üzerinde duracağız. “Umut ver” in. Doğusu “Umut var” dır. [6],[7],[8]

Abdülvahit Küzeci’nin diğer bir sanatsal özelliği de şudur: Türkiye ve Azerbaycan’da icra edilen anonim ve bestekâr eserlerini farklı sözlerle uyarlayıp okuduğuna dair çokca örnek vardır. Bunlardan bir kısmının kitapta notaları verilirken bir kısmının da sırf metinleri verilmiştir.

-TRT THM repertuar no’su 1352 “Bu dağ bu dağ üstüne” türkünün başlığı zikrettiğimiz şekilde yazılmıştır. Hâlbuki “Bu dağ” değil “Budağ=budak” olmalıdır. Burada Bu dağ anlamı yanı bir dağdan bahsediliyor. Oysaki metin başka bir şeyi ifade ediyor. Metin orijinali şöyledir:

Budağ budağ üstüne

Xızmav dudağ üsütüne

Siziv bülbül fiğan edip

Bizim çardağ üstüne

Burada bu dağ kelimesi yanlıştır. Çünkü metnin anlamını bozmaktadır.

– Yine TRT repertuarında; 1797 no’lu “Güzellerden üç güzel var” türküsü başlık olarak yanlış repertuara geçmiştir. Doğrusu “Gözellerde üç gözel var” olmalıdır.

Sonuç

-Genel olarak Kerkük türkülerinin önemli özelliklerinden biri Türküler nakarat ile başlamaktadır.

-Abdülvahit Küzeci bazı Anadolu türkülerinin sözlerini Türkmen şairlerinin güfteleriyle değiştirerek Irak Türkmen Folklorunu Anadolu folkloruyla kaynaştırmıştır.

-Irak Türkmen (Kerkük) Türküleri Türk Halk Müziği repertuarında önemli bir yere sahiptir. Küzeci’nin icra ettiği horyat ve türküler, özellikle de Türkiye ve Azerbaycan’da halka arasında çok yaygın bir şekilde anılmaktadır.

-Abdurrahman Kızılay ile Abdülvahit Küzeci’nin türküleri çoğu başta TRT’de olmak üzere Türk Halk Müziği sanatçılarınca büyük ilgiyle Türkiye’de okunmuştur. Yine bu türküler Azerbaycan sanatçıları tarafından da benimsenmiştir. Ayrıca, Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu türküler arasında 10 civarında Azerbaycan türküsü bulunmaktadır.

-Kerkük türkülerinin özelliklede Küzeci’nin okuduğu türkülerin dili Azerbaycan şivesinin yüzde yüz olmazsa da büyük ölçüde aynı şivede okunduğu önemli bir gerçektir. Bu da Irak Türklerinin konuşma şivesi, Azerbaycan şivesi olduğunu da bir bakıma ispatlıyor.

-TRT Türk Halk Müziği repertuarındaki okunan Kerkük Türkülerinin özellikle de Abdülvahit Küzeci’nin kaynak kişi olarak gösterilen bazı Türkülerde nerdeyse Kerkük ağzı bilerek veya bilmeyerek türkülerden arındırılmaya çalışılmıştır. Müzik bakımından da bazı Türkülerde ritim hatası saptanmıştır. Hızlı curcuna olan bazı türküleri 10/8’den 6/8’de farklı bir ritimel kaydedilmiştir.

Bugün Azerbaycan müziğinin nasıl bir özelliği ve yeri var ise, Kerkük türkülerinin de öyle bir özelliğinin olmasını isterdik. Ancak ne yazık ki, Kerkük türkülerinin bazı sözleri bozulmuştur. Burada hem Türkiyeli sanatçı ve müzisyenlerin hem de Abdülvahit Küzeci’nin de bazı hataları olmuştur. Küzeci, Kerkük’te okuduğu türkülerin tamamında Kerkük ağzına özen göstermiştir. Ancak aynı türkü Türkiye’de İstanbul şivesinde okunması istenirken, türkünün orijinalinden sapmıştır.

Kerkük türkülerinin genel olarak ve Abdülvahit Küzeci’nin özel olarak okuduğu türkülerin çoğunlukla nakarat bölümleriyle başlaması, Irak Türkmen Müziği’nin önemli özelliklerinden biridir. Kerkük türküleri ve Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu türkülerinin çoğu Bayatî, Hicaz, Rast, Çargâh, Segâh ve Hüseynî makamlarında icra edilmiştir.

[1] Abdülvahit Küzeci, Kaynak Kişi, TRT-THM repertuarı No 1355, inceleme tarihi 25 Mayıs 1977. Derleyen ve notaya alan Nida Tüfekçi,

[2] Ata Terzibaşı, Kerkük Havaları, ikinci cilt, üçüncü baskı, S,70. Zaman Basınevi. Bağdat 1991

[3] Mehmet Özbek, A.Kızılay, Mum Kimin Yanan Kerkük Albümü, Tac Yapım. Ankara 2003

[4] Ata Terzibaşı, Kerkük Havaları, birinci cilt, üçüncü baskı, S, 206. Zaman Basınevi. Bağdat 1989

[5] Abdurrahman Kızılay, Kaynak Kişi, TRT-THM repertuarı No 14, incelem tarihi:7 Haziran 1970 ve 1990. Derleyen ve notaya alan Nida Tüfekçi,

[6] Mehmet Özbek, A. Kızılay, Mum Kimin Yanan Kerkük Albümü, Tac Yapım. Ankara 2003

[7] Abdülvahit Küzeci,78’lik Pakistan yapımı taş plak, No’su OJME-815-816, Ekim 1958.

[8] Ata Terzibaşı, Kerkük Havaları, Birinci cilt, üçüncü baskı, S,207. Zaman Basınevi. Bağdat 1989

Previous article16 Ocak 1980 Irak Türkmen Şehitleri Ankara’da Anıldı
Next articleVefatının 4. Yılında Kerküklü Tiyatrocu İsmet Hürmüzlü
Dr. ŞEMSETTİN KÜZECİ Araştırmacı, eğitimci, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci; 1965 yılında Kerkük’te doğdu. 1989 yılında Musul Üniversitesinden mezun oldu. 5 Yıl Kerkük’te lise öğretmenliği yaptı (1992-1996). Kerkük Televizyonu, Bağdat Türkmence radyosunda “gençlik ve spor” programları hazırlayıp sundu (1992-1995). Yazılarını Bağdat’ta Türkçe yayınlanan “Yurt” gazetesi, “Kardeşlik ve Birlik Sesi” dergilerinde yayınladı. 1993 yılında Irak rejimi tarafından tutuklandı. Üç ay Tikrit muhaberatında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. 2015 yılında Musalla Lisesinde Lise öğretmeni olarak çalıştığı mesleğinde kendi isteği üzerinde Kerkük’te emekliye ayrıldı. 1996 yılında siyasi nedenlerden dolayı Irak’ı terk ederek Türkiye’ye yerleşti. 1999 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye temsilciliğinde Basın Yayın ve Enformasyon Şube Müdürü olarak çalıştı (1999-2003). Kerkük Gazetesi'nin Türkiye temsilciliği ve Türkmeneli TV’de muhabir, programcılığı ve haber müdürü olarak çalıştı (2005-2009). 2008 yılında “Irak Basın Tarihi” üzerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema bölümünde “Osmanlı’dan Günümüze Irak’ta Basın Tarihi” konulu yüksek lisansını ve 2010 yılında Hollanda'da Global Lahey Üniversitesinde “Irak Televizyonları” üzerine doktorasını yaptı. 2009-2019 yılları arasında Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi'nde Basın ve Kültür Müdürü, 4 Şubat 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihleri arasında (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde Türkmen ve Medya uzmanı olarak görev yaptı. 16 Temmuz 2020 tarihinden beri Türkmeneli Vakfı Başkanlığından basın danışmanı olarak görev yapmaktadır. Sürekli basın kartı sahibi olan Küzeci, aynı zamanda Kerkük Gazetesi genel yayın yönetmeni ve Türkiye temsilcisi görevini sürdürmektedir. 2020 yılından beri Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şb. Yönetim kurlu üyesidir. Irak Türklerini; Türkiye, Türk dünyası ve uluslararası faaliyetlerinde gerçekleşen onlarca kongre, kurultay, konferans, bilgi şöleni ve toplantılarda temsil etti. 400’ye yakın uluslararası hizmet, takdir, teşekkür, onur belgesi, plaket ve ödül almıştır. 2006’da Irak, Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili yapmış olduğu ilmî ve edebî çalışmalarından dolayı, Azerbaycan’da VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi tarafından kendisine “Fahrî Doktora” Payesi verildi. 2022 yılında da Türk Dünyası Akademisi tarafından kendisine “Fahri Profesörlük” Unvanı verildi. Küzeci’nin bazı eserleri ve yazıları Arapça, Azerbaycan Türkçesi, İngilizce ve Rus, Özbek, Kazak dillerine tercüme edilmiştir. Basılmış 60 adet eserinden bazıları; Suçum Türk Olmaktır, Kerkük şairleri, Irak Basın Tarihi, Türkmeneli Edebiyatı, İçimizdeki Kerkük, Kerkük Soykırımları, Kerkük’ün Mili Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, Nevruz Çiçekleri (Türk Dünyası Kadın Şairleri), Ortadoğu’da Türk Katliamları, Sinan Sait, Türkmen Milli Takımı, Şehit Hüseyin Demirci (Tembel Abbas), Sarmaşık Duygular, Osmanlıdan Günümüze Irak’ta Türkçe Dergiler, Kerkük’ten Azerbaycan’a, Horyatlarım, Kerkük Katliamı, Telaferli Felekoğlu, Kerkük’ten Sesleniş, İçimizdeki Kerkük, Telafer Şairleri… İletişim: www.skuzeci.com skuzeci@gmail.com (+90) 533 255 26 60