29. Yılında Kerkük’te Altunköprü Katliamı

29. Yılında Kerkük’te Altunköprü Katliamı

Dr. Şemsettin Küzeci

Birinci Körfez Savaşı sonrası, asrın başından beri demokratik bir düzen özleyen Irak halkına, büyük güçlerin propagandası, güven vermesi etkili olmuştur. Bu baskıcı, soykırımcı idareye karşı ayaklanmalar olmuş ve her hareketin ardından da yine zararlı çıkan Türkler olmuştur. Güya ayaklanmayı bastıracak yönetim güçleri, olaylarla ilgisi olsun olmasın, çoğunluk kendi halindeki çoluk, çocuk, kadın ve yaşlı kimi yakalamışsa kurşuna dizmiş, yüzlerce insanı katletmiştir. Top, tank ve füzelerle her yere saldırmış, şehri harabeye çevirmişlerdir. Her olay, her bahane “Türk’ü buluyor”. Arkasız kabul ettikleri bu toprakların gerçek sahiplerini topraktan silmeye çalışılmaktadır. Binlerce yıldır devlet kurmuş, çoğunluğu şehir ve kasaba hayatında, silahı ayaklanmayı düşünmeyen bu şerefli halkın bu şekilde silinip yok olacağı günü bekleyenlerin anlamadığı bir başka şey ise Türk kültüründe var olan millet ve tarih şuuruyla her zaman bir çözüm üretebilmesi ve çabasını derinleştirmesidir. Bazen ölümler dirilişin habercisidir.

Altunköprü Şehri

Kerkük ile Erbil arasına düşen bir Türkmen ilçesi olan Altunköprü; tarihi, kültürü ve folkloruyla Türkmen geleneğini sürdüren önemli bir bölgedir. Yaklaşık 45.000 nüfusa sahip olan bu ilçe, ticaret ve turizm yolu üzerine düşmesinden dolayı Kerkük’ten Kuzey Irak illerine başlangıç noktasıdır. Tarihi geçmişi, coğrafi konumu ve yaşadığı önemli olaylardan dolayı da Altunköprü her zaman ilgi odağı olmuştur. Türkmeneli bölgesinin iki önemli ve kardeş şehri olan Kerkük ile Erbil’i birbirine bağlayan Altunköprü. Zapsuyu üzerinde, doğa güzelliğine sahip, şirin Türkmen bucağıdır. Eskiden sepetçilik mesleğiyle de sanatçıları varıydı. Altunköprü, Irak Türkmenleri arasında her zaman çalışkan, yiğit, mert ve asil kuşaklar yetiştirmiş önemli bir Türkmen bölgesidir. Aynı zamanda bu ilçe, çok sayıda tanınmış yazar, şair, ses sanatçısı ve bilginleri ile de anılmaktadır. Bunlardan; yazar Muhsin Behçet, Av. Tarık Zeynel, şair Sadun Köprülü, eğitimci yazar Faruk Faik Köprülü, Molla Sadun, Molla Haşim Köprülü, ses sanatçıları Satı Köprülü, Abdurrahman Gürses, Sinan Köprülü ve iş insanlarından Emin Taha, Ömer Köprülü ve başkaları Altunköprü’nün sembol isimleridir.

Kuveyt’in İşgali

2 Ağustos 1990’da güney komşusu olan Kuveyt’i işgal eden Saddam yönetimi, Irak’ta Türklere karşı güttüğü yok etme, zulüm politikasının hemen aynısını, kendileri gibi Arap olan, bir yerde ülkesini savunamayacak yönetime ve savunmasız Kuveyt halkına uygulamıştır. Sonuçlarının dünya dengelerini oynatacağı bir hareket, –BM de yanına çeken– ABD ve “müttefikleri” tarafından, yeni savaş stratejileriyle “Çöl Fırtınası” harekâtı başlatıldı. 14 Ocak 1991 gecesi, müttefik güçlerin saldırıları sonucu Irak kuvvetleri adeta felç oldu; Irak büyük silah ve insan kaybıyla Kuveyt’ten çekildi. O esnada güneyden İran’da Şii muhalif güçler ve kuzeyden Peşmerge güçleri Irak’ın 18 Vilayetinden 15’ini işgal etmiştir. Irak ordusu da Kuveyt’ten çekildikten sonra Basra’dan başlayarak Bağdat’a doğru ve Bağdat’ta bulunan orduysa Tuzhurmatu’dan da başlayarak Kerkük, Erbil’e doğru muhalifleri temizlemeye başladı.

Ayaklanmayı Bastırmak

Bin yıllık Selçuklu, Osmanlı toprağı Irak’ın kuzeyinde tertiplenen ayaklanmalar 18 Mart 1991’de başlayan Duhok, Erbil ve Süleymeniye’de, daha sonra Kerkük’te ortaya çıkmıştır. Ancak, Saddam yönetimi ve o bölgelerde bulunan askeri birlikler, olaylara engel olma yoluna gitmemiş, hatta kimi birlikler silah ve mühimmatlarını bırakarak, güneye içlere çekilmiştir. Bağdat’tan Kuzeye doğu hareket eden Irak ordusu Tuzhumratu, Dakuk, Tezehurmatu, Kerkük, Leylan ve nihayet Altunköprü ilçesine kadar önlerine geleni öldürüp sözde topraklarını kurtarmışlardır. Ama ölenlerin tümü Irak Vatandaşları…

Altunköprü Katliamı

Kerkük halkı böyle bir durumda çareyi kuzey bölgelerine Altınköprü, Erbil ve Süleymaniye’ye kaçmakta bulmuştur. Arkalarındaki Irak ordusu, ceylanın peşindeki vahşi sırtlanlar gibi kovalıyordu. Askeri güçler ve destekçileri de hızlı bir şekilde kuzeye doğru ilerliyor; yolları üstündeki Kerkük ile Erbil şehirleri arasında bulunan, şirin ve büyük bir Türk kasabası olan, Altunköprü’de, Tuzhurmatu’da yaptıklarından daha ileri gitmiş, yüzlerce masum Türk’ü kadın çocuk, yaşlı genç, erkek, özürlü insan, hamile kadın demeden katletmişlerdir. Evler, ev araları, sokaklar ölümü çağırıyor, gerekçeleri ise “Ayaklandınız” oluyordu.

Altunköprü Şehitler, Gaziler Şehri

Kerkük’ten Altunköprü’ye kaçan, akrabalarına ve yakınlarına sığınana Türkmenler, Irak ordusu tarafından tek tek evlerden çıkarılmışlar ve toplu bir şekilde kurşuna dizilmişlerdir. Aralarında çocuk, genç, yaşlı ve kadın olmalarına rağmen acımasız bir şekilde 106 Türkmen’i katledilmişlerdir. Ardından da toplu bir şekilde toprağın altına gömülmüşlerdir. Aslında sığınılacak bir yaratan kalmış, bu vahşetin her tarafa yayılmasıyla birlikte, vahşetin kendilerini yakalayacağı korkusuna kapılan binlerce kişi bu defa doğa şartlarını hiçe sayıp, aç, ayakkabısız, arabalı, yaya daha yukarılara kaçıyor, bir kısmı İran topraklarına geçmeye çalışıyor, ortada can pazarı yaşanıyordu. Bir kısmı da Türkiye’ye geçemeye çalıştı…

Saddam ve ondan öncekiler döneminde yaşanan sistemin yarattığı katliamlarda Kuzeydekiler Türkmenlere sığınmış, onlar tarafından korunmuş, bu defa hepimizin ortak tarihi vatanı, mazi devleti Türkiye bu kaçanlara bağrını açıyor ve Hakkâri, Şırnak Vadisi kaçanlarla doluyordu. Yarım milyon çoğunluğu Kürt aşiret mensubu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve halkının yardım ve sevgisiyle canlarını kurtarıyordu.

Son gelişmeleri iyi kullanan ABD ve diğer güçler, stratejilerine uygun bir zemini kaçırmamış, güya, “Saddam’ın katliamından halkı kurtarmak adına”, BM’de bir karar aldırarak 36. paralelin kuzeyini “Uçuşa yasak bölge” ilan etmişti. Daha sonra çeşitli kararlarla güvenli bölge ilan ettikleri Kuzeyde, değişik senaryoları gerçekleştirmek üzere devreye giren güçler, bazı aşiret reisleri ve maiyetine sağladıkları maddi ve siyasi haklar, yine biz Türkler için hiçte güvenli bir ortam olmadığını, değişik bir kuşatılmışlığı ortaya çıkarıyordu.

Türkmenlerden Türkiye’ye sığınanların önemli bir kısmı dönmeyecektir; bir kısmı dünyanın dört bir yanına, birçok ailenin her ferdi bir başka kıtaya, bir başka ülkeye dağılmak üzere. Çünkü Türkmenlerin büyük çoğunluğunun ailesi, ev barkı “güvenli bölge”’ ilan edilen 36. paralelin altındaydı. Ne Altunköprü ne Kerkük ne de Musul (Manidar değil mi, Musul 36. paralelin üzerinde olmasına karşın, güvenli bölge içerisine alınmamıştır) bu güvenli bölge içerisine girmiştir. Bu bölgeler Saddam rejiminin eli altındadır. Kerkük ve daha güneyde yaşayan iki milyondan fazla Türk, Saddam’ın insafına terk edilmiş.

Katliamın Silinmeyen İzleri

Altunköprü katliamını birer bir yaşayan Türkmen halkı, gördükleri işkence ve manzaralar karşısında hala da şaşkınlarını giderememişlerdir. Zihninden, düşüncesinden katliamın izlerini silememişlerdir. Üç milyondan fazla Türkmen/Türk’ü, bugün bile, bunca gelişme karşısında bile görmeyen güçler, Türkleri yeni bir soykırıma devretmiştir. Baas ve Saddam rejimin iktidarı döneminden 10 Nisan 2003 tarihine kadar Irak’ta Türk varlığını yok etmeye, eritmeye, göçe, mal ve mülklerine el koymaya çalışan zihniyet bir yandan da değişik bir katliamı yaparak hem BM ve hem de “Süper Güçler!” işkenceyi görmezlikten, duymazlıktan gelmiştir.

İki kara vahşetin arasında kalmış; binlerce yıllık şerefli bir mazinin, üstün insanlık şerefinin çocukları biz Türkler, Irak Türkleri dağıtılmaya, yanlarına ihtiyaçları olabilecek hiçbir şeyi almadan âdeta “Kırım sürgünleri gibi” dağıtılıyor, Türk’ü yok etme düşünceleri gerçekleşiyordu. Her gün aileler, ya güneye veya kuzeye sürülmektedirler. Bütün bu sürülmeler Türkmenlere ait ev, işyeri ve arazileri başka ailelere dağıtılması planına göre uygulanmaktadır.

Birinci Körfez Krizinin, Irak Türklerine getirdiği diğer bir sıkıntı da ailelerin düştüğü kopukluk, birbirlerinden haber alamama, birbirlerinin yanına gidip gelememeleridir. “Güvenli Bölge” dedikleri kısımda yaşayanlar üç milyondan fazla Türk’ün ancak onda biri iken, Saddam’a terk edilenler bu insanların yüzde doksanıdır. “Güvenli Bölge” ilan edilen yerlerde yaşayan Türkmenler, (bir kısmı Kerkük’e yapılan saldırılar sonucu o yöreye yerleşmiştir) bu defa bir yüzyıldır, isyan, ayaklanma, bazen İran’ın, bazen Irak’ın yanında çarpışmak ve bundan statü çıkaran bazı “aşiret derebeylerinin” anlayışına bırakılmıştır.

Birinci Körfez kriziyle birlikte Batı, Irak’a gıda, ilaç gibi en insani konularda bile ambargo uygulamıştı, zaten zor şartlar altında yaşayan tüm Irak halkı –özellikle kadınlar ve çocuklar– etkilenmiştir. Halkın yönetime karşı ayaklanacağını bekleyenler; ölümlere, anarşiye uygun bir ortam yaratmıştır. Bazı güçlerden bu anlamda destek alan Kuzey Irak’taki aşiret reisleri aracılığıyla başlatılan kargaşa tam bir belirsizlik, karamsarlık, açlık, çocuk ölümleri ve korku hâkim olmuştur. Başta Kerkük olmak üzere, çoğunluğun Türk olduğu yerlerde halk; kendisini bir yandan Baas katliamı, baskısı, bir yandan hiçbir kural tanımaya bu “yeni güçlerin” kıskacında silahsız ve savunmasız daha zor günlerin içerisinde bulmuştur.

Altunköprü ‘de katledilenler 300 milyon Türklüğün şehididir. Her Türk onları ve diğer acı çeken can veren milletinin bu mazlumlarını unutmayacaktır. Dün Altunköprü’de, Karabağ’da, Hocalı’da bugün ise, Suriye’nin Türkmen bölgelerinde ve Türkmeneli’nin birçok bölgesinde aynı katliamları başka biçimde başka yöntemlerle işlemektedirler. Batılıların uşakları ve terörist canileri bu katliamları ve görmezlikleri kural tanımayan insanlık dışı yaptıklarının hesabını elbette bir gün verecekler. Bu Dünya’da olmazsa öbür dünyada…

Altınköprü Katliamının Şehitleri

Abbas Salah Sait 1973- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Abdullah Kahya 1995- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Emekli/ Abdulsalam R. Hasan 1972- 28 Mart 1991, Altın köprü- Er/ Adil Bayız Hurşit 1972- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Adnan Halit Mendan 1958- 28 Mart 1991, Altın köprü- Memur/ Ahmet Enver Abdullah 1942- 28 Mart 1991, Kerkük- Tüccar/ Ali Abdullah Kahya 1976- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Amir Mithat İzzet 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Asteğmen/ Atilla Ahmet Ener 1976- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Atilla Nasih Bezirgan 1977- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Ayat Kadir Rahman 1966- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Aziz Tacil 1955- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Emekli/ Aziz Ali Sait 1955- 28 Mart 1991, Altın köprü- Emekli/ Cebbar Sadık 1957- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Celil Fethi M. Ahmet- 1945- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Cemal Ahmet Faraj 1962- 28 Mart 1991, Kerkük- Yedek Subay/ Cemal Şükür Sakı 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- İşçi/ Cengiz Mazlum Nuri 1978- 28 Mart 1991, Altunköprü- Memur/ Çetin Esat Behçet 1974- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Cevdet Haydar Behrem 1965- 28 Mart, 1991- Tuzhurmatu- Er/ Erdal İhsan Mahmut 1972- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Erşat Hurşit Reşit 1955- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğretmen/ Eyüp Selah Sait 1975- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Fazıl Cihat Fettah 1954- 28 Mart 1991, Kerkük- Memur/ Halil Fethi M. Ahmet 1945- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Hamit Garip 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Şoför/ Hani Mithat İzzet 1970- 28 Mart 1991, Altunköprü- Öğrenci/ Haşim Haydar Behram 1965- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Er/ Haşim Mehmet Tofik 1966- 28 Mart 1991, Altunköprü- Memur/ Haydar Geydan 1970- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Çiftçi/ Hazim Enver Abdullah 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Hişam İhsan Ali 1971- 28 Mart 1991, Altın köprü-Er/ Hüseyin Ali Ahmet 1958- 28 Mart 1991, Kerkük- Yedek Subay/ Hüseyin Ali E. Süleyman 1976- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Öğrenci/ İhsan Ali Feyzullah 1932- 28 Mart 1991, Altınköprü- Çiftçi/ İhsan Mahmut Veli 1940- 28 Mart 1991, Altınköprü- Emekli/ İmat Mehmet Reşit 1960- 28 Mart 1991, Kerkük- Memur/ İsam Mithat İzzet 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğrenci/ İsam Osman Cemil 1964- 28 Mart 1991, Kerkük- Müteahhit/ İsmail Şükür Silav 1969- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Er/ Kasım Mehmet Tofik 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Mansur Mazlum Nuri 1967- 28 Mart 1991 Altunköprü- Er/ Mehmet Attar 1940- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Mehmet H. Mandan 1952- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğretmen/ Mehmet Reşit Veli 1925- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Melik Faysal Süleyman 1966- 28 Mart 1991, Altınköprü- Çavuş/ Muazzam Osman Ali 1958- 28 Mart 1991, Kerkük- Teknisyen/ Mustafa Süle İskender 1957- 28 Mart 1991, Kerkük- Asteğmen/ Necat Takı 1955- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Necip Sait Salih 1957- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Nevzat Kadir Rahman 1968- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nihat Abdulkerim Ali 1965- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nizamettin Ş. Hamdi 1958- 28 Mart 1991, Kerkük-Memur/ Nurettin Terzi 1944- 28 Mart 1991, Kerkük- Terzi/ Nurettin Terzinin oğlu 1980- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nurettin Terzinin oğlu 1981- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nuri Mazlum Nuri, 1971- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Orhan H. Abdulrahman 1967- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Osman Cemil 1930- 28 Mart 1991, Kerkük-Tüccar/ Ömer Hurşit Salih 1936- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Sabah Ahmet Hamdı 1944- 28 Mart 1991, Altınköprü – Emekli/ Saddam Reşit Hasan1971- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğrenci/ Saib Tatar Kadir 1955- 28 Mart 1991, Altınköprü- Mühendis/ Selah Sait Salih 1938- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Satar Rahman Aziz 1945- 28 Mart 1991, Altınköprü- İşçi/ Suud Hattap Osman 1967- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Şahap Ahmet Ferec 1961- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Şahin Nasih Bezirgan- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Şalan Faysal Süleyman        1967- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Şükür Hamdi Mehmet 1932- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Tarık Bayız Hurşit       1963- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğretmen/ Turan Ahmet Enver  1974- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Yaşar H. Abdulrahman 1965-28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Zaim İsmail Hasan 1961-28 Mart 1991, Altınköprü- Asteğmen/ Zeynelabidin E. Neccar 1955- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- İşçi/ Zeynel Abidin İbrahim 1970- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Öğrenci.

Previous articleIrak’ta 40, Türkiyede 92 Kişi koronavirüsten hayatını kaybetti!
Next articleKoronavirüsünden Can Kaybı Dünya Genelinde 30 bini geçti!
Dr. ŞEMSETTİN KÜZECİ Araştırmacı, eğitimci, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci; 1965 yılında Kerkük’te doğdu. 1989 yılında Musul Üniversitesinden mezun oldu. 5 Yıl Kerkük’te lise öğretmenliği yaptı (1992-1996). Kerkük Televizyonu, Bağdat Türkmence radyosunda “gençlik ve spor” programları hazırlayıp sundu (1992-1995). Yazılarını Bağdat’ta Türkçe yayınlanan “Yurt” gazetesi, “Kardeşlik ve Birlik Sesi” dergilerinde yayınladı. 1993 yılında Irak rejimi tarafından tutuklandı. Üç ay Tikrit muhaberatında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. 2015 yılında Musalla Lisesinde Lise öğretmeni olarak çalıştığı mesleğinde kendi isteği üzerinde Kerkük’te emekliye ayrıldı. 1996 yılında siyasi nedenlerden dolayı Irak’ı terk ederek Türkiye’ye yerleşti. 1999 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye temsilciliğinde Basın Yayın ve Enformasyon Şube Müdürü olarak çalıştı (1999-2003). Kerkük Gazetesi'nin Türkiye temsilciliği ve Türkmeneli TV’de muhabir, programcılığı ve haber müdürü olarak çalıştı (2005-2009). 2008 yılında “Irak Basın Tarihi” üzerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema bölümünde “Osmanlı’dan Günümüze Irak’ta Basın Tarihi” konulu yüksek lisansını ve 2010 yılında Hollanda'da Global Lahey Üniversitesinde “Irak Televizyonları” üzerine doktorasını yaptı. 2009-2019 yılları arasında Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi'nde Basın ve Kültür Müdürü, 4 Şubat 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihleri arasında (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde Türkmen ve Medya uzmanı olarak görev yaptı. 16 Temmuz 2020 tarihinden beri Türkmeneli Vakfı Başkanlığından basın danışmanı olarak görev yapmaktadır. Sürekli basın kartı sahibi olan Küzeci, aynı zamanda Kerkük Gazetesi genel yayın yönetmeni ve Türkiye temsilcisi görevini sürdürmektedir. 2020 yılından beri Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şb. Yönetim kurlu üyesidir. Irak Türklerini; Türkiye, Türk dünyası ve uluslararası faaliyetlerinde gerçekleşen onlarca kongre, kurultay, konferans, bilgi şöleni ve toplantılarda temsil etti. 400’ye yakın uluslararası hizmet, takdir, teşekkür, onur belgesi, plaket ve ödül almıştır. 2006’da Irak, Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili yapmış olduğu ilmî ve edebî çalışmalarından dolayı, Azerbaycan’da VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi tarafından kendisine “Fahrî Doktora” Payesi verildi. 2022 yılında da Türk Dünyası Akademisi tarafından kendisine “Fahri Profesörlük” Unvanı verildi. Küzeci’nin bazı eserleri ve yazıları Arapça, Azerbaycan Türkçesi, İngilizce ve Rus, Özbek, Kazak dillerine tercüme edilmiştir. Basılmış 60 adet eserinden bazıları; Suçum Türk Olmaktır, Kerkük şairleri, Irak Basın Tarihi, Türkmeneli Edebiyatı, İçimizdeki Kerkük, Kerkük Soykırımları, Kerkük’ün Mili Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, Nevruz Çiçekleri (Türk Dünyası Kadın Şairleri), Ortadoğu’da Türk Katliamları, Sinan Sait, Türkmen Milli Takımı, Şehit Hüseyin Demirci (Tembel Abbas), Sarmaşık Duygular, Osmanlıdan Günümüze Irak’ta Türkçe Dergiler, Kerkük’ten Azerbaycan’a, Horyatlarım, Kerkük Katliamı, Telaferli Felekoğlu, Kerkük’ten Sesleniş, İçimizdeki Kerkük, Telafer Şairleri… İletişim: www.skuzeci.com skuzeci@gmail.com (+90) 533 255 26 60