Türkmenlerin Kültür Simgesi Bilgin Ata Terzibaşı

Türkmenlerin Kültür Simgesi Bilgin Ata Terzibaşı

Necat Kevser

Irak Türkmenleri, çağdaş tarihinde yetiştirdiği onur duyulan, bilgin, kültür kaynağı değerli Avukat Ata Terzibaşı, Kültür, edebiyat, tarih, sanat, dil, folklor ve diğer alanlarda gençlik yaşlarından başlayarak günümüze kadar (13 Kasım 2014) durmadan çalışmalarını sürdüren Terzibaşı, iğne ile kuyu kazar gibi, titizlikle ele alınmayan maddeleri, araştırıp, inceledikten sonra ilk el olarak kültürümüze, Türkmanoloji alanına ölmez eserler sunan değerli üstadımız Avukat Ata Terzibaşı, Türkmen toplumu için cömert bir kültür kaynağıdır, bir rehber öğretmendir.

Bir görgü tanığı olarak, sizlere üstadımın cömertliğini, kaynak bilgin olduğunu, yardım severliğini, Türkmen ve diğer yazarlara bir verimli pınar olduğunu bu kısa konuşmamda açıklamak istiyorum.

Geçenlerde, yurt dışından döndüğüm günün ertesinde, Hocamın ziyaretine gittim. Görüşmekten sonra, sohbet’e başlarken, ilk sorusu bana, İstanbul’da gördüğün, gezdiğin sana, bana anlat, getirdiğin kitapların adlarını? Bende, aldığım kitapların adlarını sırasıyla değerli üstadıma anlattım, yazarları hakkında da ikili mülakat yaptık.

Ertesi gün, Hocam beni telefonla aradı, hemen gel, sizi görmek istiyorum, dedi. Evine gittim, dedi, dün bana söylediğin kitaplardan anladım yer adları hakkında çalışmanız var, al size yer adlar ile ilgili kitaplar hazırladım çalışmanızda kaynak olarak size yardımcı olur, üç poşet dolusu kitap bana uzattı, sonradan yer adları hakkında da uzun bir konuşma yaptık, bana bu konuda güzel bilgiler aktardı.

Hazırlamış olduğum “Irak’ta Türkçe Yer Adları Kılavuzu” adlı kitabımın ana kaynakları o kitaplar oldu.

Ata Terzibaşının kapısı herkese açık olan bir ilim ve kültür merkezi gibi, bilgisini ve görüşünü her zaman dostları ve ziyaretçileri ile paylaşır, mütevazı hayatı, onurlu duruşu gösterişten uzak, kanaatkâr, gönlü zengin, gönlü tok ve alçak gönüllü olduğundan sadece yardımı yalnız dostlarına, sevdiklerine değil, bilmek için yanına gelen herkese gönlü açıktır, Bağdat’tan, Musul’dan, Süleymaniye’den, Erbil’den ve yurt dışından gelen çok sayıda kişinin de ondan öğrendiği ve sorularını hemen cevaplandırır, istenen bilgileri onlara severek veriri. Kendisine sunulan konular ile yakından ilgilenir, o konuda ilgili kaynakları bildirir ve her türlü yardımda da üstadımız bulunur ve bilimsel düşünce yollarını dostlarına açıklar.

Terzibaşı’nın Misafir Odası bir bilgi şölenine dönüşen bir yerdir, her zaman meclisinde olanlar o anda konuşulan konu hakkında, güzel, bilimsel bilgiler alır, sanki o konuda bir uzman yazdığı bir eseri etraflı okumuş gibi, bilgiler elde etmiş olur.

Ba’zen sözlüklerde, kitaplarda, bulunmayan sözlere ve terimlere rastlanır. Burada araştırmacı yazar bir kritik durumla karşı karşıya kalır.

Yukarıda geçen o kritik duruma düşenler istediği sözün veya yazma eserlerde okunmayan kelimelerin okunuşunu, anlamını üstat’tan sorduğun zaman, durmadan, düşünmeden o sözün veya terimin anlamının açıklamasını etraflı olarak açıklar, yazarın düştüğü o kritik durumdan, sıkıntıdan kurtarır. Türkmen toplumuna, yüce Allah bir Tanrı vergisi olan Terzibaşı’nı, bilim kaynağı olarak Türkmen toplumuna bağışlamıştır.

Geçenlerde, Musul Salnamesinde Kerkük ile ilgili bir konu ele almıştım, yazıda karşıma “Bennak” teriminin açıklaması gerekiyordu, bu sözü ve terimi, özel kütüphanemde bulunan onlarca ve türlü konularla ilgili sözlüklerde aradım bulamadım. Akşamleyin, üstadımın ziyaretine gittim, sohbet sırasında, Hocamdan “Benak” sözünün anlamını sordum. Hocam, hemen gülümsemeye başladı, tebessümle hiç bir yerde bulamasın, dedi. Yanındaki masanın üstünden bir not kâğıdı bana uzattı, al dedi, Arapça mı? Türkçe mi? İstiyorsun. Söyledim her iki dilde. Bennak sözünü bana şöyle açıkladı:

“Bennak بناك” maliyeye ait bir terimdir. Raiyyet yazılı olanların tımar sahibinde verdikleri resimlerden birinin adıydı. Bu resim kazanç vergisi kabilinden bir vergiydi. İki kısma münkasim olan bu resimden “ekinlü bennak” elinde olan yerinin çiftlikten az olan kimsenin verdiği resimdi, miktarı da on sekiz akçaydı. Diğeri “Caba bennak” olup uhdesinde arazi olmamakla beraber evli bulunan ve çalışıp kazananların ödedikleri resimdir. Bunun miktarı da on iki akçaydı. Bu ikincisine “caba akçası” da denilirdi. Bu vergi mart ayında istifa olunurdu” açıklamasını yaptı değeri bilim kaynağımız Terzibaşı, bu bilgilerin daha tafsilatlı açıklamasını istersen eğer Fatih Mehmet Han defterindedir ve Mehmet Zeki Pakalın’ın Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri sözlüğünün 1. Cildinde bulursun bilgisini bana aktardı.

Bunların yanında da, çok dostlarımızın, hazırlamış olduğu kitabının yazı taslağını titizlikle gözden geçirir, düzeltmelerini yapar, bu yorgunluğu severek yapar, büyük bilginimiz.

Ara sıra, bu gibi teklifler, değerli üstadımızın sıhatını etkiler, ama yine de gönüllü olarak dostların eserini inceler, görüşünü bildirir, istenen düzeltmeleri yapar.

Huzurunuzdan çekilirken, değerli, Kerkük’ün simgesi, kültür sembolü, medar-ı iftiharımız, kültür kaynağımız, bilgi pınarımız, Türkmenlerin ulu çınarı büyüğümüze sıhhat dolu uzun ömürler dilerim, biz yazarlar kendisine minnettarız.