Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva Irak ve Suriye Türkmenlerini Savundu

  • Millet vekili Ganire Paşayeva AKPM-de Avrupa yetkilileri ve temsilçilerine seslenerek Avrupanı Suriye göçmenleri konusunda Türkiyeye destek göstermeye çağırıb. “İnsanları göçmen düşüren nedenlere karşı Avrupa ve Avrupa Konseyi, AKPM daha ciddi mücadele etmeli, insanlara yardım etmelidir. İnsanları göçmen düşüren nedenlere karşı mücadele etmeden göçmenlerin daha da artacak. Ben AKPM ve tüm Avrupa’yı Suriye ve Irak’ta kardeşlerimizi göçmen düşüren nedenlerle daha sert mücadeleye çağırıyorum” diyen millet vekili Ganire Paşayeva AKPM Genel Kurulunda tün Avrupa yetkililerine ve temsilçilerine seslenerek göçmenler konusunda Türkiyeye destek göstermeye çağırıb:” Ben Ermenistanın Azerbaycan topraklarının 20% işgal etmesi sebebinden 1 milyon insanı göçmen düşmüş bir ülkenin temsilçisi, bir çok arkadaşları Ermenistanın işgal etdiyi torpakları azad etmemesi sebebinden hala da göçmen hayatı yaşayan bir insan olarak göçmen hayatının ne demek olduğunu iyi bilirim. Ne yaparsınız yapın insanların kendi evlerinden göçmen düşmesinin büyük acısını azaltmak çok zor.

    Bu çok büyük bir acı. Ben bir kaç gün önce Türkiyede Suriye ve Irak’tan olan göçmenlerle yeniden görüştüm. Onları ziyaret etdim. Ben ilk önce Türkiye devleti ve halkına göçmenlere, mültecilere büyük desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye onlar için bir umut kapısı,bir kurtuluş kapısı. Onlar Türkiyeye teşekkür ediyorlardı. Türkiye 3 milyona yakın Suriyeden göçmen haldı. Büyük bir say. Bazi ülkelerin nufuzu kadar. Bu kadar göçmene gereken desteyi göstermek çok zor ve tüm Avrupa və Avrupa Konseyi Parlamentarler Assamblesi dünyada en çok mültecinin ikamet etdiği Türkiyeye daha çok destek olmalı. Ve ben Assambleni Türkiyeye daha çok destek göstermeye çağırıyorum. Çünki göçmenler konusunda Türkiye maddi və manevi anlamda yalnız burakıldığını görüyoruz. Türkiyenin köçmenlerle ilgili harcları yanında uluslararası camianın yardımı çox az və Avrupa desteği artırmalıdır. Türkiye göçmenleri, mültecileri kabul etdiği zaman etnik ve dini kimlik ayrımı koymuyor. Amma malesef bu yaklaşımı bazı Avrupa ülkelerinde göremiyoruz. Biz onları Türkiye’den insani yaklaşım örneyini öğrenmeyi ve göçmenleri kabul etdiklerinde ve destek gösterdiklerinde etnik ve dini kimlik ayrımı yapmamaya çağırıyoruz. Türkiyede göçmenlerle görüşdüğümüz zaman ve bir kaç gün önce Suriye ve Irak’tan göçmen düşmüş Türkmenlerin temsilçileri ile yeniden görüştüğümüz zaman onlar bizden seslerini burada duyurmamızı, size söylemek istediklerini seslendirmemizi istediler.

    Göçmen düşmüş bu kardeşlerimiz Avrupa’yı onları göçmen salan nedenlerle daha aktiv mücadileye çağırıyor. Nedenlerle mücadele güclenmezse göçmen sayı daha da artacak ve daha büyük sorunlar ortaya çıkacak. Dün Avropa Komissiyonu başkanına burada 20 yıldan fazladır Ermenistanın Azerbaycan torpaklarını 20 faizini işgali zamanı köçmen düşmüş ve evine dönemeyen 1 milyon insan kendi evine döne bilmesi için sizden yardım bekliyor. Ne söylemek istersiniz diye sorduğumuzda insanları köçmen salan nedenler, işgal bitmeli, köçmenlerin öz evlerine dönmesine izn verilmeli cevabını duymayı bekliyorduk amma böyle net bir mesaj verilmemesini üzüntü ile karşıladık. Bunları söylemekde maksatım şudur. İnsanları göçmen salan nedenlerle mücadile etmeden sonucları, ortaya çıkan acı durumu, faciaları önlemek de çok zor. Bir düşünün. İnsanlar neden evini burakıb kaçıyorlar. Neden onlar kendi hayatlarını Akdenizin sularında tehlikeye atıyorlar. Onlar ölümden, aclıktan, geleceyi görememekten kaçıyorlar və zor durumda olan bu göçmenlere, mültecilere etnik və dini ayrımçılık yapmadan destek göstermek tüm Avrupada, Avrupa ülkelerinde insanların ilk önce bir insanlık görevidir. Suriyeden olan göçmenler sizi onları göçmen salan nedenlerle daha sert mübarizeye çağırıyor. Aynı zamanda onlara daha çok destek göstermeye. Onlara daha çok yardım yapmalıdır Avrupa ülkeleri ve bu konuda Türkiyeden örnek götürerek onlara destek olmalıdır. Türkiyeye de bu konuda daha çok destek olunmalıdır. Ben göçmenlerin bu çağırısını onlar adından burada yapmakla beraber kendi adımdan da sesleniyorum. Avrupa o insanların acılarına duyarsız kalmamalıdır. Sizi desteye çağırıyorum.”