‘BİR ŞEY VERMEVIN ÖZLERİNE MEN ÖLMÜŞEM ÖLMÜŞEM”

‘BİR ŞEY VERMEVIN ÖZLERİNE MEN ÖLMÜŞEM ÖLMÜŞEM

Fevzi Türker

2003’ten bu yana TÜRKMENELİ coğrafyasının çeşitli bölgelerinde başta Kerkük olmak üzere onlarca işadamı, doktor, subay, öğretmen ve öğrenci ya suikastla ya da kaçırılarak hunharca işkence yapılarak şehit edilmişlerdir. Kaçırılanların bir kısmı yüklü fidyeler karşılığında kurtulabilmişlerdir. Büyük çoğunluğu Türkmen olan kaçırılanlara karşı işlenen insanlık dışı işkenceler, aslında Türkmenlere karşı uygulanan bir etnik temizlik planıdır. Çünkü kaçırılanlar sırf Türkmen oldukları için ve Türkmenlere gözdağı verilerek TÜRKMENELİ coğrafyasını Türkmenlerden arındırmak amacıyla kaçırılarak şehit edilmişlerdir.

Dikkat edilirse bu suikast ve kaçırma olayları en çok TÜRKMENELİ’NİN üç büyük şehri olan KERKÜK ile TUZHURMATU’DA gerçekleşmekte ve daha önceleri de TELAFER’DE gerçekleşmiştir. Bu üç şehir ve diğer TÜRKMENELİ şehirleri, tartışmalı bölgeler arasında gösterilmektedir. Kerkük, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin (IBKY) anayasa taslağına göre ilan edilmesine çalışılan Kürt devletinin başkenti olarak düşünülmektedir, TELAFER ise Irak Kürt bölgesini, kurulması planlanan Suriye Kürt kantonlarıyla birleştirmektir.

KERKÜK’LÜ bir Türkmen olan Ali Mehmet Ali 10 Nisan 2007 tarihinde silahlı asayiş kıyafetli kişilerce Kudüs caddesindeki evinden alınarak bilinmeyen bir yere götürülmüştür. Sosyal medyaya düşen görüntüler Ali’nin bitkin, yorgun ve yüzünden akan kanlar da işkence gördüğünü göstermiştir. Görüntülerde, Kürtçe konuşan eli kanlı zorbalar, Ali’ye ailesinden kendileri için para istemesini talep etmektedirler. Ali ise maruz kaldığı ağır işkenceye ve kendisinden ısrarla ailesiyle Kürtçe konuşmasını ve kedileri için para istemelerine rağmen, paralarının olmadığını, ailesine de hitaben Türkmence ”Bir şey vermevin özlerine, men ölmüşem ölmüşem”. Yani, ”Onlara bir şey vermeyin nasıl olsa beni öldürecekler” diyebilmiştir. IRAK TÜRKMEN CEPHESİNİN (ITC) yoğun çabaları neticesinde ALİ kaçırıldıktan bir müddet sonra yaralı olarak DOMİZ semtinde serbest bırakıldıktan sonra tedavi edilmek üzere KERKÜK hastanesine kaldırılmıştır.

Her kaçırma olayında olduğu gibi, son olayda da, yurt içi ve dışında onlarca Türkmen sivil toplum örgütü bulunmasına rağmen yine sustuk ve yine kimseye derdimizi duyuramadık. Susmak, tepkisiz ve seyirci kalmak Türkmenleri hiçbir zaman koruyamayacaktır, tam tersine kötü olan siyasi , ekonomi ve diğer durumlarımızın daha da kötüleşmesine ve etnik temizlik olaylarının artmasına yol açacaktır.

Kış uykusuna yatmaktan usanmayan, yıllardır devam eden katliamlardan hiç ders alamayan Türkmenleri yıldırmaya, , ekonomik durum dahil her alanda zayıf düşürmeye ve TÜRKMENELİ coğrafyasından söküp atmaya yönelik olan sinsi planlara karşı direnmek yerine, hep bencillik yapıldı ,gösteriş tercih edildi ,kişisel çıkarlar ön planda tutuldu ve en önemlisi de akılcı bir politika izlenemedi. Dolayısıyla Türkmenler olarak adam yerine koyulmadık, hor görüldük, yok sayıldık ,öz yurdumuzdan silinmek istendik ve kesilmeyi bekleyen kurbanlık koyun sürüsü haline geldik.

Üç milyon olduğumuzu iddia ediyoruz. Nerede bu üç milyon Allah aşkına? Hani Arap ve Kürt milletlerinden sonra Irak’ın üçüncü büyük milletiydik? Nüfusu üç milyon olan bir halk hiç susar mı? Adam yerine koyulmamayı içine sindirir mi? Gerçekten biz Türkmenler üç milyon muyuz? Nüfusumuz eğer üç milyon ise, neden gelen geçen kafamıza vurabiliyor ve biz sessiz kalabiliyoruz? Hani yiğittik, kahramandık ve Irak’ın en kültürlü halkıydık?

Türkmenler neden bu duruma geldiler? Geç kalınmadan, atı alan ÜSÜDARI geçmeden,TÜRKMENELİ tarih olmadan Bu acı durumu herkesin görmesi ve çözümüne katkı sağlaması gerekir. Türkmenler tarihlerinin en kritik dönemini yaşamaktadırlar. Türkmen sorunu milyonlarca nüfusla değil, akılcı politikalar ile silahlı direnişle çözülür. Akıl yaşata veya nüfusta değil ,akıl baştadır.

Bulgaristan Türkleri,10 milyonluk BULGARİSTAN nüfusunun %10’unu oluşturmaktadırlar. Akılcı politikalar izleyerek 240 üyeli Bulgar parlamentosuna son seçimde 28, bir önceki seçimde ise 32 milletvekiliyle temsil edimliyi kazanabilmişlerdir. Küçücük İngiltere 1600 yılında birkaç milyonluk nüfusuyla, yüzlerce milyonluk koca HİNDİSTANI küçücük nüfusuyla değil aklını kullanarak işgal etmeye başlamıştır.

8 Mayıs 2017