Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi Birleşik Mi?

Mohammed Tahsin Gökkaya[1]

m_gokkaya87@yahoo.com

Toplumlarda düzeni sağlamak ve korumak için birtakım ihtiyaçlar görünür. Toplumu temsil etmeye adanmış kişiler veya guruplar yani siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlar bu ihtiyaçları giderebilmek için ilk akla gelen kişiler olacaktır. İşte siyasi partiler toplum hayatında böyle bir yere sahiptir.

Toplumdaki, arzu ve beklentileri gerçeğe dönüştüren, haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında sağlam bir duruş sergileyebilen, toplumu huzura ve refaha kavuşturarak halkın -salt- çoğunluğunun desteğini almayı başarabilen partiler, başarılı parti olarak ifade edilmektedir.

Türkmenlerin siyasi hareketi irdelendiğinde sürekli bir birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğuna sıkça rastlanır. Dolaysıyla bu uğurda kurultaylar, kongreler, toplantılar ve hatta oluşumlar kurmaya gidilmiştir. Bunun en bariz örneklerinden birisi Erbil’de kurulan Irak Türkmen Cephesi (1995)’dir.

Irak işgalinden birkaç yıl sonra Türkmen Cephesi artık bir çatı olmaktan feragat etmiş, bir parti olmasının ardından da günümüze kadar siyasetçilerin birlikte hareket etmeleri için farklı adlar altında heyetler kurulmuştur.

Aslında Türkmen Cephesi bir çatı iken bile Türkmen hareketi yine birlik arayışına devam etmiştir.

Birlik ve bir arada hareket etmenin ana felsefesini şahsen pek anlamış değilim. Bana kalırsa her tarafın inandığı yoldan devam ederek tabanını güçlendirmek için gayret sarf etmesi, bir arada olup da elle tutulacak başarılara varılamaması hususundan daha değerlidir.

Hayati meselelerde mevcut olan asgari müşterek noktalarımız sürdürülmelidir.

Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi’nin Ruhuna Uygun Hareket Ediliyor Mu?

Uzun zamandan beri toplum içerisinde birlik ihtiyacı hususunda talepler vardı. Eski Cephe Başkanı bu birliği gerçekleştirme hususunda adım atmadığına dair sorumlu tutuluyordu ve bu nedenle de görevinden alındığı ifade edilmektedir.

Türkmen Cephesinde başkanlık değişimi oldu (2021). Eski başkan yerine Hasan Turan getirildi. O sıralarda Türkmeneli Partisi Başkanı Riyaz Sarıkahya’nın ortaya attığı ortak bir koalisyon kurma projesi görüşmeleri başlamış idi. Bu proje yeni Cephe başkanı tarafından sıcak karşılanmış ve bu yönde sürdürülen görüşmelerde bulunmuştur.

Ülkede yapılacak olan erken seçimlerin ve yeni seçim yasasının da getirdiği bir zorunluktan; 8 Türkmen partisinden oluşan Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi kurulmuştur. Liste başkanlığı ise Irak Türkmen Cephesine (Hasan Turan) verilmiştir. Bir seçim taktiği olarak kurulan bu liste seçimlerde bir başarı kaydedememesine rağmen seçim sonrası da devam ettirilmektedir.

Parti başkanlarından oluşan bu liste, kurulduğundan günümüze kadar en az 20 civarında toplantı yapmıştır. Ancak toplumun beklentilerini karşılayacak tek bir somut program ortaya koyamamıştır. Toplantıların içeriği ve toplantı sonrası yapılan açıklamaların tamamında seçimler, bakanlık ve il yönetimindeki durumlara değinilmiştir.

Ancak unutulmamalıdır ki tolumun bu konuları tartışmaktan daha büyük sorunları vardır. Bu sorunlar ne zamana kadar görmezden gelinecektir?

Liste Daha İlk Günden Sarsıldı

Partilerin ana amaçları birlikte tek liste oluşturmak olduğu görülse de asılında gayeleri Erşat Salihi’nin tekrar aday olmasını engellemekti. Ancak bu konuda başarılı olmadılar. Ayrıca partiler; yeni seçim yasasından yararlanıp adayı göstererek milletvekilliği yakalamayı düşünmüşlerdir. Açıkçası bu da gerçekleşemedi. Liste başkanı kendi kanaatince uygun gördüğü kişileri partilerin adına aday göstermiştir. Ne yazık ki kazanacak kişiler olmadıklarına dair çokça konuşulmasına rağmen aday gösterilmelerine ısrar edilmiştir.

Seçim sonuçları bu listenin bileşenleri olan partilere net bir mesaj vermiş oldu: Millete hiçbir şeyi zorla dayatamazsınız.

Yönetimde başarı; milletin isteklerine kulak vererek beklentilerini karşılayarak kaydedilir.

Bu listenin milli bir proje olup milletin siyasal, ekonomik, toplumsal vb. alanlarda yaşanan sıkıntıları giderebilmek için çözüm üreten bir merci olması beklenirken, Bağdat’taki siyasi liderler toplantısına katılabilmek için bir unvan olmaktan başka bir rol görmediği düşünülmektedir. Ayrıca liste başkanı Bağdat’taki görüşmelere parti başkanlarından oluşan heyetle liste adına giderken Türkiye’deki görüşmelere sadece kendi partisi (Türkmen Cephesi) adına görüşmeler gerçekleştirmektedir.

Ankara’dan bir şeyler mi gizlenmek isteniyor?

Aslında parti başkanlarından oluşan heyetin Türkiye’de görüşmeler yapması belki Bağdat’tan daha önemlidir. Çünkü artık sahadaki gerçekleri Türk devleti bilmeli. Dolayısıyla gerçekte etkisi olmayan bir birliği Bağdat’tan Ankara’ya göstermek bu kadar kolay olmamalı.

Türkmen parti başkanlarından oluşan heyetin Bağdat’ta bir parti başkanına yapmış oldukları ziyaretlere şahsen karşıyım. Bu tablonun benzerini başka etniklerin siyasetçilerinden göremezsiniz. Bir parti başkanının ziyaretine neden beş-altı parti başkanı gitsin ki?

Bu listenin ya da koalisyonun içtüzüğünün bulunmamasının yanında Başkent Bağdat veya Kerkük’te bir sekretaryası açılması gerekirken, bugüne kadar böyle bir niyetin olmaması bu listenin ciddiyetine gölge düşürmektedir. Kerhen sürdürülen bir birlikteliğe döndüğü görüntüsünün yaygınlaşması listenin dağılmasıyla eşit ölçüde yıkıcı olabilir.

Özet bir şekilde, eğer seçimlerden hem sonra Bağdat’ta bir hükümet kurulmuş olsaydı bu liste çoktan dağılmış olurdu. Bugün bile listenin devam ettirilmesinde esas amaç bakanlar kurulundaki Türkmen bakanı ITC’den olması için gösterilen referanslardan en önemlisidir. Aynı zamanda erken seçim ihtilamları da listenin ömrüne ömür kattığını söylemek mümkündür.

Geçici birleşmeler değil daha kalıcı bir sistem inşa edilmesi gerekiyor.

Kerkük’te Birlik Ankara’da Rekabet

Türkiye Temsilciliği görevinden ayrılan Mehmet Tütüncü -sağlık nedeniyle- bir müddet ortalıkta görünmedi. Daha sonra Türkiye’de temaslarda bulunan eski Cephe başkanının yanında görülmeye başlandı. Ancak yapılan bu temaslarda kullandığı isim biraz hoş olmuyordu: ITC Eski Türkiye Temsilcisi. Hele de gittikleri yerlerde Cephenin yeni yönetimini ve çalışmalarını eleştiriyorlarsa. Ancak bu durum çok fazla sürmedi ve hiç zorlanmadan daha pratik bir unvanını geri almış oldu: Türkmeneli Dernekler Federasyonu Başkanı.

Türkiye Temsilciliği olarak da Tütüncü’nün bu unvanına alternatif olabilmesi için yeni bir hamle arayışı içindelerdi. Dolayısıyla işbirliği ve son gelişmeleri konuşmak amacıyla Temsilciliğin Ankara’da bazı Türkmen dernekleri ile 26 Ağustos’ta yaptığı toplantının sonuç bildirisinde dernekler için yeni bir çatı kurulduğu duyuruldu: Irak Türkleri Dernekleri Platformu.

Haberin soysal medyaya düşmesiyle birlikte hiç beklemeden bu toplantıya öncülük eden ve artık yeni kurulan platformun önemli bir bileşenini aradım; “Abi ne yapıyorsunuz Allah aşkına” dedim. Sonra, neden böyle bir hamle yaptıklarını sordum kendilerine: Bu çalışma çoktan vardı, ancak bugünkü toplantıda böyle bir talep oluştuğunu gördükten sonra karar aldık, dedi. Fakat bu hiç de öyle masumane bir adım gibi görünmüyor.

Bir parti yönetimi herkesle uzlaşı ve birlik politikası başlattığını iddia diyorsa bu partinin genel bir politikası olması gerekiyor. Dolayısıyla parti kadrolarının ve teşkilat kademelerinin bu politikayı benimsemeleri ve buna uygun adımlar atmaları gerekir. Genel merkez Kerkük’teki partileri bir arada tutmak için gayret sarf ettiği görünürken aynı partinin Türkiye temsilciliği nasıl oluyor da Türkiye’de bulunan dernekleri ikiye bölecek bir hamleye imza atıyor?

Ankara’da kuruluşlar arasında sorun yok diyemeyiz. Ancak bu sorunları giderebilmek veya azaltabilmek için çalışmalar yapılması daha çok bekleniyor.

Ankara bozulursa Kerkük bozulur, Kerkük bozulursa Türkmeneli sarsılır.

Daha önce Ankara’da görevi olan bir Türkmen bireyi gençlere; siz bölgedeki kargaşa alışkanlığını Ankara’ya da sıçramak istiyorsunuz demişti. Bu benim hep aklımda idi. Bunu kendilerine hatırlatacağım günü bekledim. Konu açılmışken; “Lütfen Türkiye’deki çekişmelerinizi -eğitimi için burada olup daha sonra geri dönecek olan- gençler üzerinden bölgeye göndermeyiniz” demek isterim.

Edindiğim bilgilere göre Türkmeneli Dernekler Federasyonu için Ankara’da yeni bir merkez kurma hazırlığı başlatılmış. Bunun gençlik kolları da aylardan beri hazır, çalışmalar yürütüyor. Buradan hem duyurmuş hem de tebrik etmiş olayım.

Bu çizgideki arkadaşların Türkiye’nin 2023 seçimlerinden büyük bir beklentiler içinde olduklarını hepimiz duyuyorduk. Yani umutları muhalefetin hükümete gelmesiyle birlikte tekrar her şey ellerine geçecektir.

12 sene yetmemiş bir 12 sene daha mı lazım?

Bulunduğumuz coğrafyada ve özellikle de ülkemizde çok hızlı bir değişim süreci yaşanıyor. Daha tehlikelisi Türkmeneli’de milli kimlik yerine başka kimliklerin öne çıkarılması yönünde çalışmaların gittikçe hız kazanıyor. Hatta bunun olduğunu bile söylemeye cesaret edebiliyoruz. Bu içi boş ve bir o kadar da tehlikeli hamle ve tartışmalardan sıyrılmazsak enerjimizi bu tehlikeleri durdurmak ve gidermek doğrultusunda kullanmak imkânsız hale gelecektir.

Toplum bu kadar baskıyla karşı karşıya iken güven verdiği kişilerden durumunun iyileştirilmesini beklenirken siyasetçilerin birbirlerine karşı hamle yapmaları bir bencilliktir. Türkmenlerin böyle bir zaman ve kaynak israfına tahammülü yoktur. Türkmen siyasi hareketi acilen barış ve huzura kavuşturularak toplumun beklentilerine yönelik ortak politikalar üretilebilmesi ve gerçek adımların atılmasıyla birlikte toplumdaki heyecanı yaratabilmesine ihtiyacı vardır. Çünkü huzur ve istikrar olmazsa, yapılabilecek bir strateji de gerçekleşmez, olumlu sonuçlar da ortaya çıkmaz.

Kendi yazdıklarımdan kendim sorumluyum!

[1] MARMARA ÜNİVERSİTESİ / SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER. Doktora Öğrencisi.