Her Şeyden Evvel Türkmen Olduğunuzu Söyle

HER ŞEYDEN EVVEL TÜRKMEN OLDUĞUMUZU SÖYLE

Fevzi TÜRKER

TÜRKMENLER ,tarihleri boyunca hiç bugün olduğu kadar mezhep tehlikesiyle karşı karşıya kalmamışlardır.Osmanlı İMPRATORLUĞU, siyasi nedenlerle bazı Türkmen bölgelerinde Şii Türkmenlerin topraklarını ellerinden alarak Kürt Sünni aşiretlere bağışlamasına rağmen Türkmenler, o bölgelerde ve diğerlerinde ciddi manada mezhep  kavgası yaşamamışlardır.
60 yıl önce orta okula başladığımda mezhebin ne olduğunu, hangi mezhebe mensup olduğumu ve okuduğum okul öğrencilerinin hangi mezhepten olduklarını sormak aklımın ucundan geçmemişti, çünkü o zaman mezhebin ne olduğunu ne duymuştum doğrusu ne de biliyordum, bildiğim tek şey Müslümanlık ve Hıristiyanlıktı.
Kasabamızda o tarihlerde Ortaokul olmadığından, Ortaokula Kerkük’te başladım. İlk gün tanıştığım öğrenci iki yıl önce TUZHURMATU’DA bir trafik kazasında rahmetli olan YENGİCE’Lİ Naci Hıdır olmuştur. Okuldaki ilk haftamızdı, daha sonra çok iyi arkadaş olduğumuz ,sergilediği davranışının çok hatalı olduğunu ve TÜRKMENLERE yakışmadığından dolayı bizden özür dileyen ve yıllar sonra Ankara’da Allahın rahmetine kavuşan bir öğrenci, her teneffüste peşimize takılıyor ve yüksek sesle ”RAFIZI YEDDİ İLİN KARPIZI” diyerek bağırıyor ve hızla bizden uzaklaşıyordu. Rahmetli Naci hıdır bana , ben ona bakıyor ve bu sözün ne demek olduğunu merak ediyorduk.
Hafta sonu kasabaya gidince rahmetli anama RAFIZININ ne demek olduğunu sordum, Sünni olmayanlar için söylenen bir söz olduğunu anlattıktan sonra bana dönerek ”oğlum boş ver kulak asma bu gibi sözlere ve o öğrenciye, bizim her şeyden evvel TÜRKMEN olduğumuzu söyle ” dedi. Rahmetli anamın bu sözleri ve daha sonraki yıllarda şahit olduğum ve yaşadığım bazı olaylardan etkilenerek kendimi o günden beri hiçbir mezhebin mensubu olarak görmedim ve hayatımın sonuna kadar da görmeyeceğim.
 
Yüce dinimizde mezhep yoktur. Mezhepler İslamiyet’ten 400 yıl sonra hicri dördüncü yüzyılda Abbasiler döneminde, dini konuları kolaylaştırmak amacıyla müçtehitlerin içtihatlarıyla ortaya çıkmıştır. Mezheplerin ortaya çıkış nedenleri asla Müslümanları bölmek , ayrıştırmak ve kan dökmek değildir.
Mezhep kavgası, biz Türkmenlerin kavgası olmamıştır ve olmamalıdır, çünkü Türkmenler millet olarak İslamiyet’in doğuşundan ve mezheplerin ortaya çıkışından önce de Irakta vardır ve var olmaları gerekir. Benim düşünceme göre mezhep kavgası veya Sünni-Şii kavgası biz Türkmenlerin değil Araplar arası mantıksız bir kavgadır.Mezhepçilik yapan bir Türkmen ister Sünni, ister Şii olsun milletine ve milletinin geleceğine ihanet etmiş sayılır.
Türkmen siyasilerin uzak görüşlü olmayışları, TELAFERDE 2003 işgalinden sonra baş gösteren mezhep kavgalarının yaratacağı tehlikelere karşı bihaber kalmalarına neden oldu. TELAFER’DE mezhep oyunları başarılı olunca, kardeş kanı dökülmeye başladı ve bunun neticesinde de TELAFER ikiye bölünerek 2014 yılında İŞİD’in işgaline uğradı. Şuan TELAFER halkının %80’ninden fazlası göç etmiş durumda . Bu göçün en tehlikelisi 110.000 TELAFERLİ Türkmen’in güney illerinde Şii Arapların asimilasyonlarıyla karşı karşıya kalmalarıdır.
Türkmenler olarak Iranda olup bitenlere, Kürt halkının kazanımlarına ve OSMANLI –SAFEVİ savaşlarına dikkatle bakmalıyız.İran’da 30 milyon Azeri Türk’le 4 milyon Arab’ın varlığı Şii mezhebine mensup olmalarına rağmen,sözde Şii ve aslında Fars milliyetçisi olan İran rejimince asimle edilmek isteniyor.
Yanı başımızda devlet olmak üzere olan Kürt halkının zengini yoksulu,tahsillisi -tahsilsizi, İslamcısı ateisti,köylüsü şehirlisi,yaşlısı genci, Sünni’si ve Şii’si, velhasıl Kürtlerin hepsi hem Kürtçü hem de Kürdistancıdır. Biz Türkmenleri mezhep neden bölsün,  mezhep Kürtleri neden bölmüyor,neden Kürtlere özenmiyor, onlar kadar milliyetçi olamıyor ve neden her şeyden önce TÜRKMENCİ  -TÜRKMENELİCI olamıyoruz?
Türkmenler olarak tarihten dersler almalıyız. Türk olan OSMANLI ve SAFEVİ Devletleri arasında meydana gelen mezhep savaşlarında iki taraftan yüz binlerce Türk insanı hayatını kaybetmiştir.Mezhepçi Yavuz Sultan Selim ile mezhepçi Şah İsmail SAFEVİ, Sünnilik ve Şiilik için değil  de Türklük uğruna savaşsalardı bugün Kürt coğrafyası diye bir bölge olmayacaktı ve Orta Avrupa’dan Çin Seddi’ne kadar olan bölge, Türk yurdu olacaktı.
Türkmenlerin bölgemizden silinmesini, Türkmen varlığının yok edilmesini veya Türkmenlerin yakın gelecekte kurulacak Kürt devletinde Amerika’daki Kızılderililer gibi Folklor ve gösteri malzemesi olmak istemiyorsak, bizi yok edecek mezhep tehlikesinden acilen kurtaracak bir yol haritasının çizilmesinin zamanı geldi ve geçmek üzeredir.
Kerkük’te son günlerde açılan Humeyni Kültür,Gençlik ve Spor Merkezi sıradan bir gelişme değildir. Kerkük’te mezhep görüntüsü altında Fars milliyetçiliğinin merkezi olacaktır. Humeyni Kültür Merkezi, Türkmenleri bölebilir ve mezhebi çatışmalara da sürükleyebilir. Bu sözde Kültür Merkezinin başlıca hedeflerinden biri Türkmenleri  milli şuurlarından koparıp uzaklaştırmak ve birliklerini yok etmektir.Türkmen siyasilerin ve Türkmen siyasi partilerin dikkatini açılışın zamanlamasına çekmek isterim.
27 Şubat 2016