IRAK-KERKÜK TÜRK EDEBİYATI DÜNYASINDAN

IRAK-KERKÜK TÜRK EDEBİYATI DÜNYASINDAN

Prof. Dr. İsa Kayacan

 Kültür Bakanlığı’nca 1997 yılında yayınlanan (1896–32); “Başlangıcından Günümüze kadar, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi”nin 6’ncı cildinin, “Irak (Kerkük) Sözlü Halk Edebiyatı” bölümünden değerlendirmelerimiz arasında aldıklarımızdan:

Esad Naib: 1900’de Kerkük’te doğdu. Tanınmış Naib ailesine mensuptur. Asıl adı Esad Necdet’tir. Babası Hüseyin Efendi, dedesi Sid Efendi’dir. İlk tahsilinin mahalle mektebinde gördü. 1909’da Rüşdiye mektebine yazıldı. Burayı tamamladıktan sonra idadi(lise) mektebine geçti. Bu okulun son sınıfında edebiyat kolunu seçti. Birinci Dünya Savaşı’nın Kerkük yöresinde kızışması üzerine, 1917’de okulları kapatıldı. 1921’de öğretmenlik mesleğine başladı. Bu görevini 42 yıldan fazla sürdüren şair, Temmuz 1963’te emekliye ayrıldı. Daha sonra Bağdat’a yerleşti. 20 Mart 1992’de Bağdat’ta vefat etti ve cenazesi Kerkük’teki aile mezarlığında toprağa verildi.

Edebiyatla ilgisi öğrencilik yıllarında başlayan Esad Naib, Irak Türkmen edebiyatında yirminci yüzyılda yetişen en güçlü ve en verimli şairlerden biridir. Türkçeye hâkimiyeti, konulara ince ve hisli yaklaşımı, şiirlerini, insanı bir çırpıda sarıveren sıcaklığa sahip kılmıştır. Duygulu ve içli dünyası, hayatın ve insanların iyi yanlarını görmeye çalışması ve tabiat güzelliklerini tasvir etmekte gösterdiği başarı, kendine has şiir dilimi ortaya çıkarmıştır. Bu bakımdan lirik ve pastoral özelliği ile Iraklı Türkmen şairleri arasında ilgi çekmiştir.

Nitekim şiirlerinde acı ve üzüntü bile güzelleşmiş ve insana yaşama sevinci veren tabiat güzelliklerini büyük bir ustalıkla işlemiştir.

Başlangıçta divan edebiyatına bağlı olan şair, daha sonra şiir dilini ve anlayışını yenilemiş ve sadeleşme hareketine katılmıştır. En çok hece veznini benimseyen E. Naib, halk nazım türlerine ilgi duymuştur. Nesirde de başarı gösteren E. Naib, tatlı sohbetleri ile de edebiyat meclislerinin çok sevilen popüler bir şahsiyeti idi. Şiir ve yazılarını ilk olarak Necme, daha sonra Kerkük, Afak, Beşir ve Kardaşlık gibi gazete ve mecmualarda yayımlamıştır.

Eserleri:

Kerkük Nükteleri, Bağdat, 1973

Zamanın Eli, Bağdat, 1985

Yapraklar, Bağdat, 1986.

Mustafa Gökkaya: 1910’da Kerkük’ün Bulak Mahallesi’nde doğdu. Küçük yaştan, taş ocağı sahibi olan babası Samed Kayacı’nın yanında çalıştı. Ekonomik sıkıntılardan dolayı okula gidemedi. Ancak okuma ve yazmayı kendi kendine öğrendi. Uzun yıllar baba mesleği olan taşçılığı sürdürdü. Yaşlılık döneminde bir süre işsiz kaldı. Daha sonra kırtasiye dükkanı açarak, geçimini sağladı. Ömrünün tamamını Kerkük’te geçirdi ve 18 Mart 1983’te hayata gözlerini yumdu.

M.Gökkaya, tam anlamıyla halk şairi sayılan ve kendine özgü üslubu ile çığır açan bir isimdir. Çocukluğundan beri Kerkük’ün kahvelerinde okunan destan kitaplarını dinleyerek etkilenmiş ve halk edebiyatına karşı büyük ilgi duymuştur. Böylece halk nazım türlerine benzer şiir yazma merakına kapılmıştır, önceleri Kerkük hoyratları biçiminde örnekler vermiş, daha sonra milli, sosyal, didaktik mizahi taşlama şiirleri yazmıştır. Ancak 14 Temmuz 1959 tarihinde vuku’bulan Kerkük Katliamı, şairi derinden etkilemiş ve bu konuda lirik örnekler vermiştir. Şiirde ilk defa halk ağzını kullanarak bir ekol yaratmış ve Irak Türkmen edebiyatında görülen bu yeni şiir dilinin kullanılması yolunda genç kuşakları cesaretlendirmiştir.

Güçlü bir mizah diline sahip olan Gökkaya, Kerkük’ün eski fıkraları ile halk hikâyelerini çok akıcı ve çekici bir anlatımda şiirleştirmiştir. Şairin büyük başarı sağlamasının ve şiirlerinin halk tarafından tutulmasının temelinde, Kerkük halk edebiyatını, folklorunu ve halkın konuşma dilini çok iyi bilmesi yatmaktadır. Yedi heceli mani tarzında yazdığı hoyrat ve şiirlerini en çok Beşir gazetesi ile Kardaşlık dergisinde yayımlamıştır.

Eserleri:

  1. Yaralı Kerkük, Bağdat,1963
  2. Kozağ, Kerkük, 1968