Kazakistanlı uzman: Türkiye barış sürecinin tarafı olmadan bölgede barış olamaz.

Kazakistanlı uzman: Türkiye barış sürecinin tarafı olmadan bölgede barış olamaz.

Tarihçi, Jeopolitik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü, Abay Kazak Ulusal Pedagoji Üniversitesi Profesörü, Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı Tarih ve Etnoloji Enstitüsü Baş Araştırmacısı prof.dr.Asilbek İzbairov tum1haber’e verdiği demeçte Kazakistan’da Karabağ olayına şuanda birkaç bakış açısının mevcut olduğunu söyledi. Bunlardan ilkinin Kazakistan’ın Rusyayla en büyük kara sınırlarına sahip bir ülke olması ve Rusyayla çok ciddi bir işbirliği içinde olan ülkemizde aynı zamanda bu ülkenin birkaç askeri üssü de bulunması dolayısıyla bizlerın Rusya’nın bölgede yürüttüğü politikayı desteklemenin şart olduğunu söyleyen Kazak analist ikinci bakış açısının Kazakistan’ın herzaman bölgede ve dünyada barışın ve huzurun sağlanması içi çalıştığı ve Karabağ sorununun çözümü için de aynı şekilde çalışmak olduğunu belirtti: ‘‘Bu açıdan ülkemizde bölgesel ve küresel barışın sağlanması için Astana görüşmeleri diye bir görüşmeler geleneğimiz de mevcut.

Ortadoğu’da, İran’da ve diğer bölgelerde bulunan sorunların çözümü için arabulucular ve taraf olan ülkeler hep Kazakistan’da biraraya geldiler. Kazakistan herzaman olaylara tarafsız olarak bakmağı, ikincisi de barışın sağlanması için bir merkez olmağı yeğliyor. Şimdi özellikle Azerbaycan tarafı haklı olarak AGİT Minsk grubunun bir işe yaramadığını, olaylara taraflı olarak baktığını söylüyor. Biz de öyle düşünüyoruz, Türkiye barış sürecinin tarafı olmadan bölgede barış sözkonusu bile olamaz. Türkiye’nin İslam devletlerinin lideri olarak bu sürece Rusya ve Fransa gibi eşbaşkan olarak katılması ciddi anlamda olayın çözümünü hızlandıracaktır. Bu yüzden barış görüşmeleri için yeni alan, yeni bakış açısı gerekiyor, Kazakistan da bunu sağlamaya hazır. Bizim bilge liderimiz Nursultan Nazarbayev herzaman KGTÖ toplantılarında da bu konuyu herzaman dile getirmiştir ve bu sorunun KGTÖ toplantılarında çözümünün mümkün olmadığını söylemiştir.

Kazakistan bu sorunun çözümünde jeopolitik ve diplomatik dengelerin sağlanması için çaba harcıyor. Tabii ki her bir Kazak Türkü’nün kalbi Azerbaycan’dan, Azerbaycan Türkünden yana. Biz aynı dilde konuşuyoruz, aynı etnik kimliğe sahibiz, aynı dine inanıyoruz, o yüzden Kazakistan bu sorunun çözümü, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması şartıyla bölgenin barışa kavuşmasını da çok istiyor. Sivillere yapılan saldırılar da tabii ki, bizim içimizi acıtıyor ve bunun kabuledilemez bir durum olduğunu yineliyoruz.

Bilindiği üzere BM Güvenlik Konseyi’nin 4 kararı mevcuttur ki, bu kararlarda Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan toprağı olduğu belirtiliyor. Bu kararların şuana kadar yürürlüğe sokulmaması Azerbaycan’ı hep mağdur etti ve Azerbaycan hep şunu söylüyor: ben kendi işgalde olan topraklarımı işgalden kurtarmak için mücadele veriyorum. Fakat bazı ulusötesi medya kuruluşları bu sorunu dinsel kisvede sunmak için uğraşıyorlar. Yalan dolu haberler dolaşıyor ortada: Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan iddia ediyor ki, hıristiyan Ermenistan’a yardım edilmezse bura hilal sancağı dikilecek. Diğer bir taraftan Ermenistan sözde Suriye’den gelen radikal dinci örgütlerin Azerbaycan saflarında savaştığını söylüyor. En yumşak dille söyleyecek olursak, Paşinyan maalesef şuan hayal görüyor. Ama burda çok önemli bir husus daha var: bazı güçler Ermenistan üzerinden Türkiye’yi olumsuz açıdan dünyaya tanıtmak istiyorlar. Türkiye’nin terör örgütlerine destek veren bir ülke olarak göstermektir niyetlerine, ama bu niyetlerine asla ulaşamayacaklar. Zira, gerçekler ortada. Ne Azerbaycan, ne Türkiye, ne de başka bir Türk ülkesi asla terörü desteklemedi, desteklemiyor ve desteklemeyecek te. Bunu iddia edenler kuşkusuz kendi tarihlerine baksınlar!…’’

Oktay Hacımusalı