KERKÜK KAHVEHANELERİ

KERKÜK KAHVEHANELERİ

Dr. Şemsettin KÜZECİ

 “Kerkük’te dinlenmek ve görüşmek için yerliler boş vakitlerini kahvehanelerde geçirirlerdi. Kerkük’ün en meşhur Kahvehanesi “Çift Kahve” en çok nam isim yapmış kahvehanelerden idi. Birbirine birleşik iki Kahvehanenin birinde kültürlü, tüccar, sanatkâr ve büyük adamlar oturup günlük olayları konuşurlardı. Yanı başında diğer Kahvede geceleri yapı işinde çalışanlar otururdu. Yarın yapacaklarını ve işi sahipleriyle görüşür kararlaşırlardı. Bu hal şimdiye kadar böyledir, sabah erkenden yine o kahvede toplanırlar halfa, şagirt(çırağ) ustaların arkasına düşer işe giderler.

Şehrin her mahallesinde birkaç semt kahvehaneleri de vardır. Orada geceleri birbirlerine yakın olanlar toplanır, çift kahvehanede olduğu gibi buralarda da “Rüstem Zal”, “Battal Gazi”, “Teperdar”, “Fuzuli Şiirleri”, “Huvarizmin”, “Yusuf Züleyha ”, “Arzu Kamber”, “Emir Arslan”, “ Yedi Kardeş” “Ali Baba ve 40 Harami”  gibi matallar (masallar)anlatılırdı ve okunurdu.”

Kahvehanelerde oturan halk birbirleriyle Minkale, Satranç, Dama, Tavlu, Kâğıt Papas, eğlence oyunları olarak oynarlardı. Semt Kahvehaneleri Ramazan geceleri büyük eğlence yerleri olurdu. Irak Türklerini Folklorik oyunlarından olan “Sinnizarf”* oyunu Ramazan ayı boyunca yani 30 gece bu oyun oynatılırdı. Ramazan geceleri semtler arsında yani kahve haneler arsında turnuvalar yapılırdı. Meslea Musalla Mahallesi ile Korya Mahallesi önce Korya’da bulunan bir Kahvehanede, rövanşı da Musallada bulunan kahvehanede yapılırdı.

Ayrıca, semt yarışalarının yanında İller arası da yarışmalar olurdu. Kerkük’ten Erbil’e, Tavuk’tan Tuzhurmatru’ya giderlerdi. Teravih namazından sonra başlayan ve sahura kadar süren bu Sinnizarf oyunu sırasında Davul zurna eşiğinde sanatçılar tarafından hoyrat ve şarkılar okunurdu. Ayrıca hem oyuncular arasında hem de okucular arasında hoyrat atışmaları gerçekleşirdi. Oyun aralarında Kahvehanelerde acı kahve, şeker, ceviz, hurma, lokum, meyve ve çay ikram edilirdi. Nargile, Pipo( Sibil)’de tütün içilirdi. Birkaç haşişe içen Kahvehanelerde vardı.

Kerkük ve diğer illerde Kahvehanelerin diğer bir iletişim manalı olarak sporcular tarafından “amatör futbol” takımlarının karargâhları olarak kullanılırdı. O takımın büyük bir fotoğrafı Kahvehanenin duvarına asılırdı. Yanında da Takımın ağababalarının resimler asılırdı. Tabi ki, Takımın izin belgesi ile kurlu tarihi ve formalarının rengi ve logosu da yer alırdı. Şampiyonluk kupaları almışsalar ise eğer o kupada Kahvehanede bulunan Televizyonun üstüne veya bir göze çarpan köşesine bırakılırdı. Takımlar arasında turnuvalar yapılıp takımlar arasında futbolcu transferleri gerçekleşirdi.

Kerkük Kahvehanelerinde Kerkük’ün en büyük futbola takımları sayılan Beşiktaş ile Fenerbahçe takımları arasında ciddi rekabet söz konusu olurdu. Türkiye’de olduğu gibi Kerkük Türkleri arasında da bu iki takımın ismine futbol takımları kurulmuştur. Her birinin ayrıayrı kahvehaneleri karargâh olarak kullanmışlardır. Bu vesileyle de bu kahvehanelerde takım futbolcuları toplanırlardı, soyunma odası olarak kahvehaneyi kullanırlardı. Oradan da özel otobüs ve dolmuşlarla sahalara soyunmuş bir şekilde giderlerdi… Böylece bu alanlarda da iletişim gerçekleşip ve mekân olarak kullanılırdı.

Kahvehanelerin bir diğer özellikleri de, köy ve kasaba muhtarlarının bu kahvehanelerde oturmaları ve kahvehaneleri büro olarak kullanmalarıdır. Her semtin muhtarı o semte bulunan kahvehanede otururdu. Sabahları saat 10.00’dan sonra kahveye gelen muhtarlar, vatandaşların ve halkın ihtiyaçlarını oradan giderirlerdi. Öğlen’e kadar kahvehanelerde oturan muhtarlar öğleden sonra evlerine akşamları da yine kahvehanede bulunurlardı. Geceleri de acil durumlarda kendi evlerinde işlem yaparlardı.

İl Muhtarları köy ve Kasaba muhtarları gibi değil, onlar sabahın erken saatlerinden öğleye kadar ilin adliye sarayına yakın olan birkaç kahvehanede otururlar. İşlem yapmak isteyen vatandaşlara oradan hizmet sunarlar. Elerinde 200 yapraklı bir büyük sicil, muhtarlara ait olan evlerin künyeleri çizelgesi ve durumları yazılmış, bir de yanlarında kaşeleri bulunur. O şekilde işlem yaparlar. Akşamları mahalle kahvehanelerinde oturalar, Her muhtar kendi mahallesindeki Kahvehanede oturur. İşlemlerini oradan yürütür. Kahvehanelin bir diğer özellikleri semtin ve mahallenin fakir fukara ailelerine yardım toplanırdı. Adres sorma mekânı olarak ta yaygın bir şekilde kullanılırdı.

Kahvehanelerin siyasi alanda faaliyet göstermesi, örgütlenme ve milli teşkilatlanmada mücadele konundaki rolü da, birçok olaylara sahne olmuştur. Kerkük’te bulunan Kahvehanelerin çoğu Türkmenler tarafından kullanılıyordu ve işletiliyordu. Bu kahvehanelerde iktidarlara karşı örgütlenmede yoğun bir şekilde gizli toplantılar gerçekleşirdi. Kerkük’teki Züheyir, Aslan Yuvası ve Musalla Kahvehaneleri Türkmenlerin örgütlenmesine yardımcı olmuştur. Kerkük’ün kabadayıları(Şakavaları) bu kahvehanelerde oturup, anlaştıktan sonra önce iktidarların adamlarına karşı eylem planları düzenlerlerdi.

14–17 Temmuz 1959 yılında Komünistlerce Türkmenlere karşı yapılan katliamda ilk hedef “14 Temmuz Kahvehanesi” oldu. Bu kahvehanede oturanlar birer birer katledildiler.

 Cumhuriyetin 1. yıldönümünü kutlamak için Türkmenler, şehrin her yerinde geçit törenleri düzenlediler. Kerkük‘ün her sokağına, her köşesine Irak Bayrağı ile süslenmiş taklar kurdular. Irak’taki Krallık sistemine son verip Cumhuriyeti ilan eden 14 Temmuz 1958 devrimin yıl dönümü münasebetiyle, Kerküklü Türkmenler çeşitli süs ve renkli yaygılarla bezemişlerdir. 14 Temmuz 1959 doğuşunda başlayan tören ve gösteriler, akşam saat 7’ye yaklaşırken, “14 Temmuz Kahvehanesi” önünden geçildiğinde ilk ateş sesi duyuldu. Kahvehaneyi, Cumhuriyet coşkusuna katılmak amacıyla bir güzel süslemiş olan Kahvehane işletmecisi  “Dayı Osman”, ilk kurban olmuştur. Tek suçuysa vatanını sevmek ve Türkmen oluşuydu…

14 Temmuz akşamı saat 7.30. Türkmenlerin düzenlediği büyük geçit töreni esnasında, tertip peşinde araya karışan Ulusal Cepheciler, önceden hazırladıkları taş ve sopalarla halka saldırdılar. Paniğe kapılan halk evlere sığındı. Türkmenlerin sevincine tahammül edemeyen saldırganlar, halk birliğinin yaptığı tek tak hariç, Irak Bayrağı ile süslenmiş ne kadar tak veya benzeri süs varsa hepsini yakıp yıktılar. Türkmenlere ait, “14 Temmuz” ve “Bayat Kahvehanesi “ ile “Alemin Sineması”na saldırarak, sahiplerini öldürdüler, cesetlerini şehrin caddelerinde sürükledikten sonra ağaçlara astılar.

2 ve 3. gün de devam eden katliam sonucu Türkmenlerin önde gelen liderleri tutuklandı. Ters yöne giden araçlarla cesetleri parçalandı. Bir kısmı de elektrik direklerine asılarak, 3 gün3 gece halka ibret olsun diye gösterildi. Böylece, Kerkük’ün Kahvehaneleri yeni bir sürece girdi.

Hükümet Halkın bu kahvehanelerde propaganda yapmasına bu süreçte izin vermeyeceğine yönelik bir takım tamim ve gizli genelgeler yayınladı. Bu tamim ve genelgelerde insanlara tahdidi savuran uygulamalar gerçekleştirildi. Birçok Türkmen suçsuz günahsız yere, Türkmenlere gözdağı göstermek amacıyla bu kahvehanelerden alınarak, sorguya çekildi. Bazıları da iktidara, Saddam ve Bas partisine karşı eylem içinde oldukları gerekçesiyle tutuklanarak, meşhur Abu Garip Cezaevine konuldular. Halk artık Kahvehanelere gelmekte çok tereddüt içinde oldu. Kerkük kahvehanelerine bir süre halk yerlilerin gelmedikleri gözlendi.

Bu süreçten sonra, Hükümet Kerkük’te Türkmenleri etkisiz hale getirmek için yeni planlar düzenledi. Kahvehaneleri denetim altına almaya çalıştı. Önce Irak Muhaberat teşkilatı mensuplarını kahvehaneye göndermeye başladı. Ardından da kahvehane sahiplerini satın almaya başladı. Nitekim birçok Kahvehane sahibi Irak muhalefeti ile işbirliği içerisinde muhbir olarak çalıştığı saptanmıştır.

1980 yıllarında Arap Baas partisinin Kerkük’ü Araplaştırma programı çerçevesinde Kerkük’e yerleştirilen Araplar Kerkük Kahvehanelerine akın etmeye başladılar, o eski Kahvehane geleneğini bozmaya başladılar. Saddam ve Baas iktidarı aleyhine propaganda yaptıkları, halkı tamamen yıpratmıştır.

KERKÜK’TE BULANAN KAHVEHANELER (ÇAYHANELER)

  • Cütkahve,
  • Meyyas Çayhanesi,
  • Kapalı Çarşı(Kayseri) içinde Dayıla çayhanesi. Kürt Hasan işletmecisi,
  • Mecidiye Çayhanesi,
  • Ahmet Ağa Çayhanesi (Güzgülü Çayhane),
  • Züheyir Çayhanesi, Elmas mahallesi, 14 Temmuz Çayhanesi
  • Aslan Yuvası, Musalla, Dayı Hasan ve Faik Demirci işletmecisi,
  • Osman Çayhanesi, Şakır Çaycı,
  • Bırnav Çayhanesi,
  • Keçel Ahmet Çayhanesi, Musalla mahallesi,
  • Musalla Çayhanesi,
  • İsmail, (Sıma) Çayhanesi, Musalla Muhyettin Kebapçı önü
  • Yusuf Çayhanesi. Musalla mahallesi,
  • Arap Çayhanesi,
  • Sulu Çayhane, Sarıkahya mahallesi,
  • Mahmut Kevser Çayhanesi, Fazıl Antik enin oturduğu yer. Musalla Lisesi karşısı
  • Debahane çayhanesi, Arif Ağa’nın oturduğu yer
  • (Leylan)Kanber Çayhanesi,  Türkmen Halk sanatçısı Reşe Küle Rıza’nın oturduğu yer.
  • Bayat Çayhanesi,
  • Malı Çayhanesi, Veli Çaycı
  • Hame Necim Çayhanesi, Ağabağı
  • Gavurbağı Çayhanesi
  • Cırt Meydanı Çayhanesi,
  • Bayat Çayhanesi, Yalman Zeynelabdin Amcası Fatih GEDİK.
  • www.avrasyagundemi.com
  • www.kerkukgazetesi.com
  • Kerkük Dergisi; Kerkük / Irak, Sayı: 40, Temmuz 2007
Önceki İçerikAfrin’de Son Durum
Sonraki İçerikKerkük’te Askeri Üste Yangın
Dr. ŞEMSETTİN KÜZECİ Araştırmacı, eğitimci, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci; 1965 yılında Kerkük’te doğdu. 1989 yılında Musul Üniversitesinden mezun oldu. 5 Yıl Kerkük’te lise öğretmenliği yaptı (1992-1996). Kerkük Televizyonu, Bağdat Türkmence radyosunda “gençlik ve spor” programları hazırlayıp sundu (1992-1995). Yazılarını Bağdat’ta Türkçe yayınlanan “Yurt” gazetesi, “Kardeşlik ve Birlik Sesi” dergilerinde yayınladı. 1993 yılında Irak rejimi tarafından tutuklandı. Üç ay Tikrit muhaberatında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. 2015 yılında Musalla Lisesinde Lise öğretmeni olarak çalıştığı mesleğinde kendi isteği üzerinde Kerkük’te emekliye ayrıldı. 1996 yılında siyasi nedenlerden dolayı Irak’ı terk ederek Türkiye’ye yerleşti. 1999 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye temsilciliğinde Basın Yayın ve Enformasyon Şube Müdürü olarak çalıştı (1999-2003). Kerkük Gazetesi'nin Türkiye temsilciliği ve Türkmeneli TV’de muhabir, programcılığı ve haber müdürü olarak çalıştı (2005-2009). 2008 yılında “Irak Basın Tarihi” üzerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema bölümünde “Osmanlı’dan Günümüze Irak’ta Basın Tarihi” konulu yüksek lisansını ve 2010 yılında Hollanda'da Global Lahey Üniversitesinde “Irak Televizyonları” üzerine doktorasını yaptı. 2009-2019 yılları arasında Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi'nde Basın ve Kültür Müdürü, 4 Şubat 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihleri arasında (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde Türkmen ve Medya uzmanı olarak görev yaptı. 16 Temmuz 2020 tarihinden beri Türkmeneli Vakfı Başkanlığından basın danışmanı olarak görev yapmaktadır. Sürekli basın kartı sahibi olan Küzeci, aynı zamanda Kerkük Gazetesi genel yayın yönetmeni ve Türkiye temsilcisi görevini sürdürmektedir. 2020 yılından beri Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şb. Yönetim kurlu üyesidir. Irak Türklerini; Türkiye, Türk dünyası ve uluslararası faaliyetlerinde gerçekleşen onlarca kongre, kurultay, konferans, bilgi şöleni ve toplantılarda temsil etti. 400’ye yakın uluslararası hizmet, takdir, teşekkür, onur belgesi, plaket ve ödül almıştır. 2006’da Irak, Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili yapmış olduğu ilmî ve edebî çalışmalarından dolayı, Azerbaycan’da VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi tarafından kendisine “Fahrî Doktora” Payesi verildi. 2022 yılında da Türk Dünyası Akademisi tarafından kendisine “Fahri Profesörlük” Unvanı verildi. Küzeci’nin bazı eserleri ve yazıları Arapça, Azerbaycan Türkçesi, İngilizce ve Rus, Özbek, Kazak dillerine tercüme edilmiştir. Basılmış 60 adet eserinden bazıları; Suçum Türk Olmaktır, Kerkük şairleri, Irak Basın Tarihi, Türkmeneli Edebiyatı, İçimizdeki Kerkük, Kerkük Soykırımları, Kerkük’ün Mili Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, Nevruz Çiçekleri (Türk Dünyası Kadın Şairleri), Ortadoğu’da Türk Katliamları, Sinan Sait, Türkmen Milli Takımı, Şehit Hüseyin Demirci (Tembel Abbas), Sarmaşık Duygular, Osmanlıdan Günümüze Irak’ta Türkçe Dergiler, Kerkük’ten Azerbaycan’a, Horyatlarım, Kerkük Katliamı, Telaferli Felekoğlu, Kerkük’ten Sesleniş, İçimizdeki Kerkük, Telafer Şairleri… İletişim: www.skuzeci.com skuzeci@gmail.com (+90) 533 255 26 60