NECDET YAŞAR BAYATLI’NIN ARAŞTIRMALARINDA IRAK TÜRKMEN AĞIZLARI DİL MALZEMESİ

                        NECDET YAŞAR BAYATLI’NIN ARAŞTIRMALARINDA

                        IRAK TÜRKMEN AĞIZLARI DİL MALZEMESİ

ÖNDER SAATÇİ

Irak Türkmenleri Türk dünyasında müstesna bir yere sahiptir. Bu Türk topluluğunun dil, kültür ve edebiyat değerleri de her geçen gün biraz daha aydınlanmakta ve çok sayıda araştırmayla gün yüzüne çıkarılmaktadır. Bu çabalar daha çok Irak Türkmeni araştırmacılar tarafından yürütülse de Türkiye’deki araştırmacıların da bu alana ilgisi gün geçtikçe artmaktadır.  Irak Türkmenlerinin başta folklor olmak üzere, dil ve edebiyat sahasındaki verimlerinin ortaya çıkarılmasında önemli katkılarda bulunan bir araştırmacı da hâlen Bağdat Üniversitesi Diller Fakültesinde öğretim üyeliği görevini sürdüren Doç. Dr. Necdet Yaşar Bayatlı’dır. Bu yazıda Bayatlı’nın eserlerindeki dil malzemesine dikkat çekmeye ve bunlar hakkında bazı düşüncelerimizi ortaya koymaya çalışacağız.

Necdet Yaşar Bayatlı’nın Irak Türkmen ağızları araştırma literatürüne en önemli katkısı söz varlığımıza dair derlemeleridir. Bayatlı Telafer ağzından derlemiş olduğu yetmiş sekiz “kalıplaşmış benzetme” örneğini yöre ağzındaki bazı fonetik (ses) özellikleri dikkate alarak kaydetmiştir. Bayatlı bu çalışmada kaydetmiş olduğu “kalıplaşmış benzetme”lerin, lakaplar gibi kalıcı adlandırmalar olmayıp geçici “yakıştırmalar” olduğunu bildirmektedir. Bu tür benzetmeler arasında èaccı zeher kimi, aġırdı ḳurşun kimi, asanttı bir udum su kimi, bark veriy gögerçın köski kimi, berber èaynası kimi, dilenci  aşı kimi, düz tel kimi örneklerinde görüldüğü üzere bir durumu anlatanlar, ayaġı yanuġ köpek kimi; attı, höl tayı kimi; deste bozan kimi; dingildedi, darı denesi kimi; iril ḫaral kimi örneklerinde görüldüğü üzere kişilerin bir davranışını anlatanlar, boynı doyız boynı kimi, çengem kimi, derin beḥir kimi, dişi kerki kimi, düz avıç ortası kimi, eli şaḫra ḳanadı kimi örneklerinde görüldüğü üzere insanların veya nesnelerin görünüşlerini anlatanlar veya doymış yarma aşı kimi, ġezeb kimi, gözden sürme oġırrıyan kimi, ḳazı ḳetiri kimi, sürme yemiş köpek kimi örneklerinde görüldüğü üzere insan karakterlerini gösteren örnekler vardır.[1]

Telafer ağzındaki bu “kalıplaşmış benzetme” örneklerinden ayrıldı bez kimi, bark veriy gögerçın köski kimi, dingildedi  darı denesi kimi, eridi mum kimi, geçti şımşat kimi, kehliyen köpek kimi canıma saldırı, ḳanı aḫıy şorba kimi, ḳırıldı aşşuġ torbası kimi, oġnıy mısreh kimi, sepildi duz kimi, söndü çıraḫ kimi, turşi yaptı ḫamur kimi, uzattı Pas kimi örnekleri, bünyesinde yardımcı fiil taşıdığından birer deyim özelliği taşımaktadır. Bu deyimlerde yardımcı fiillerin başta veya bazı örneklerde ortada bulunması Telafer ağzına mahsus bir özellik olarak dikkat çekmektedir. Zira Türkiye Türkçesindeki deyimlerde yardımcı fiiller deyim kalıbının sonunda gelir.[2] Bu deyimler Irak Türkmenlerinin deyimlerinin toplandığı sözlüklerde henüz kayıtlı değildir.     

Bayatlı’nın Telafer ağzından derlediği “kalıplaşmış benzetme”lerin bir kısmı da edat grubu biçimindedir. Buna benzer sözler Türkiye Türkçesinde de sıklıkla görülür: dalyan gibi, filinta gibi, bebek gibi, süt dökmüş kedi gibi, katran gibi, pancar gibi, vb.[3] Bu gibi sözlerden yalnız benzetilenle kurulanları da deyim sınıfına almak mümkündür: imşaġ ipek kimi, ince ḳıl kimi, ḳere is kimi, Ḳereḳoş ḥükmi kimi, sirinçaġ sabun kimi, şirin bal kimi, yumru ḳoz kimi, vb.[4]

Yazarın verdiği bu örnekler arasında mahallî özellik taşıyanlar (Uzattı pas kimi, doymış yarma aşı kimi, dişi kerki kimi, Hemze’nin boz beygiri kimi, Ḳereḳoş hükmi kimi, vb.) olduğu gibi bazı şekil ve anlam farklarıyla da olsa Türkiye Türkçesi deyim sözlüklerinde yer alanlar da vardır: eridi mum kimi (mum gibi eri-)[5], aġırdı ḳurşun kimi (kurşun gibi)[6], gözi ḳırmızı ḳan çanaġı kimi (gözleri kan çanağına dön-)[7], vb. Bayatlı bu kelime hazinesini ortaya çıkararak Telafer ağzının fonetik özellikleri hakkında da bir fikir vermiş olmaktadır. Zira, Telafer ağzı üzerine bugüne kadar, Sadettin Buluç’un bir makalesi[8] dışında, herhangi bir ağız çalışması yapılmış değildir. Bu örneklerin bünyesinde bazı arkaik (eskicil) kelime örneklerine de rastlamak mümkündür: gözden sürme oġırrıyan kimi (uğrıla-: çal- hırsızlık et-), sıcaġ od kimi (od: ateş), ibinmiş tavuġ kimi (ibinmiş: ıslanmış), iril ḫaral kimi (ḫaral: keçi kılından işlenmiş büyük çuval), iti ıldırım kimi (iti: keskin), yaşıl zılḳ kimi (yeşil < yaş-ı-l), vb.

Necdet Yaşar Bayatlı Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki söz varlığını da inceleyerek Türk dilinin bu temel eserindeki söz varlığıyla Irak Türkmen ağızlarındaki söz varlığı arasında gözlenen münasebetleri ele almıştır.[9] Dede Korkut Hikâyeleri’nde geçen ve Türkiye Türkçesi yazı dilinde rastlanmayan adaḫlı, çigin, çönge, dişle-, emcek, kebin, sümik gibi kelimeler eski Türkçeden beri süre gelen ve Irak Türkmen ağızlarında bugün dahi kullanılan arkaik kelimelerdir.  Yine aynı hikâyelerde geçen alma, altun, borı, böyük, gözel gibi kelimelerin Irak Türkmen ağızlarındaki telaffuzuyla Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki telaffuzu aynıdır. Bu kelimeler (alma hariç)[10] bugünkü Türkiye Türkçesi yazı dilinde bazı ses değişmeleri geçirerek ünlü uyumlarına uygun hâle gelmiştir. Kelimelerin Irak Türkmen ağızlarındaki şekilleri arkaik şekillerdir. Hatta bu arkaiklik, Bayatlı’nın Dede Korkut metinlerinden aktardığı köç-, kölge, könlek (> könek), kibi (> kimi, kimin), tök– gibi örnekler de Oğuz Türkçesinin batı kanadındaki lehçelerin (Türkiye Türkçesi ve Gagavuz Türkçesi) aksine ön sesteki ünsüzünü  tonlulaştırmamış kelimeler olup bunlar da arkaik şekilleriyle Irak Türkmen ağızlarında yaşayan sözlerdir. Ayrıca iç seste kalan -g-‘nin yumuşatılmadan telaffuz edildiği dög-, dügün, dögi, dögiş-, ögin-, ögren- örnekleri de Irak Türkmen ağızlarında arkaik biçimleriyle yaşamaktadır. Bu tespitlerden yola çıkarak diyebiliriz ki Irak Türkmen ağızları, yalnızca Dede Korkut Hikâyeleri’nin yazıya geçirildiği 15. Yüzyıl Türkçesinin değil, eski Türkçenin de pek çok fonetik özelliğini bugün bile barındırmaktadır.

Bayatlı’nın söz derleme çalışmalarının bir kısmı ise Irak Türkmenlerinin alkış ve kargışlarıyla (dua ve beddua)  ilgilidir. Yazar Irak Türkmen Folklorunda Halk İnançları ve Yaşar Kalafat ile birlikte hazırladığı Türk Kültürlü Halklarda Alkışlar-Kargışlar eserlerinde 141 mensur ve 17 manzum alkışa, 201 mensur ve 15 manzum kargışa yer vermiştir. Bayatlı bu çalışmada yazılı kaynaklardan olduğu kadar sözlü kaynaklardan da yararlanmıştır. Bu eserlerdeki dua ve beddua sayısı bugüne kadarki çalışmalar dikkate alındığında en yüksek miktardadır. Bayatlı’nın eserinde aktardığı bazı alkış (dua) ve kargış (beddua) örnekleri şunlardır:

Alkışlar:

Allah baba nenēvçin ḳōysın sēni

Allah ancāmını ḫėr ėtsín

Allah başa, Ḫıdır yoldaş

Başa kímín olsın

Cennet mekân olasan

Duşmanıv şad olmāsın

Her ādımıv bir ḥec ōssın

İraġ cānıvdan

Sēni çöller bēkçisi Ḫıdır beklēsin

Yeddí arḫava reḥmet[11]

Kargışlar:

Ārdıv ot olsın, ögív şat (göl)

Bāşıva kül elensin

Dilívden āsılasan

Dilívi ilan çalsın

Dilív kesilsin

Ėvív yıḫılsın

Ėvíve bir yaz yuldırımı düşsín[12]

Necdet Yaşar Bayatlı Irak Türkmen ağızlarından bazı yemin sözlerini de derlemiştir. Yazar Irak Türkmen Folklorunda Halk İnançları eserinde Irak Türkmenlerinin Allah’a, Hz. Peygamber’e, din büyüklerine, ehl-i beyte, on iki imama, aile büyüklerine, çeşitli manevi değerlere yemin ettiklerini, bazen de kişinin kendisi hakkında kargış (beddua) niteliğinde yeminde bulunduğunu bildirir ve bunları sınıflandırarak sistemli şekilde bir araya getirir.[13] Onun Irak Türkmen ağızlarından derlediği bazı yemin sözleri şunlardır:

Alla ḥekkiyçin

Vallāhi billēhi

İmam ‘Ēlí

İmam ‘Abbas ḥekkiyçin

Pegember ḥekkiyçin

Ḳur’en (Kur’ân-ı Kerim) ḥekkiyçin

Babam cānıyçın

Nenem cānıyçın

Bāşıvçın

Ki (iki) gȫzim kôr ossın

Türbeye imansız enim

Ėvim yansın

Bunların yanı sıra Necdet Yaşar Bayatlı folklorla ilgili makalelerinde de Irak Türkmen ağızlarında kullanılan bir kısım söz varlığına yeri geldikçe örnekler vermiştir. Mesela, Kerkük Kahvehaneleri (Çayhaneleri, Çayxaneleri) makalesinde kahvehanelerde kullanılan ḳenefe (kanepe), ḳōltıġ, mėz (masa), tabla (sehpa), siní gibi araç gereç adlarından söz eder. Bayatlı ayrıca Kerkük kahvehanelerindeki çay çeşitlerinin adlarını sıralar: dişleme çay, gözleme çay, yadlama çay, vb. Bunun yanı sıra, yukarıda anılan makalesinde Kerkük’te ramazan gecelerinde oynanan sinizerf oyunun sırasında kullanılan şu iki deyime de yer verir: mezne vır- , sini al- ( Sinizerf oyununda oyunu karşılayan tarafın ustasının, kendisine uzatılan tepsinin üzerine dizilmiş fincanların altındaki yüzüğü bulmaya çalışması)[14]

Bayatlı ayrıca, radyo ve televizyonun toplum hayatına girmediği yıllarda Kerkük kahvehanelerinde bir hikâyecinin gelip hikâyeler, destanlar anlattığını ve bu kişiye ḳısaḫan (ḳısaḫun, matālçı), hoyrat atışmalarına da ḳanşar ba ḳanşar veya ḳanşārın vėrmeḫ dendiğini kaydeder.[15]

Bayatlı’nın Kerkük’teki kahvehane kültürü ile ilgili olarak aktarmış olduğu yukarıdaki   deyimlerden “ḳanşārın vėrmeḫ, mezne vır- , sini al-” Irak Türkmenlerinin deyimlerini içeren eserlerde kaydedilmiş değildir. “Gözleme çay” (şekere bakarak çay içmek) ve “yadlama çay” (çayı şekersiz içmek) ibareleri ise birer folklor terimi kabul edilebilir. Bunlara Habib Hürmüzlü’nün Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü’nde[16] rastlamamaktayız; ancak sözlükte, bu terimlerde yer alan “gözle-” ve “yadla-” fiillerinin mastarlarına yer verilmiştir. Bizce, söz konusu kelimelerin de terim anlamlarıyla sözlükte yer alması gereklidir. Zira “gözleme” ve “yadlama” birer adlaşmış sıfat olup kalıcı anlamlar kazanmıştır. Bunların yanında hikâye anlatıcısı anlamına gelen “ḳısaḫan” ve çay tabağı anlamındaki “teşbi” de Irak Türkmen ağızlarıyla ilgili bundan sonra düzenlenebilecek daha geniş bir sözlükte yer almalıdır.  

Bayatlı aynı makalede Kerkük’teki birçok mahalle adından da söz ederek bu şehrin Türk kimliğinin göstergeleri olan yer adlarını da kaydetmiştir. Bayatlı’nın makalesinde adı geçen mahalle adlarından bazıları şunlardır: Bulaġ Mahallesi, Çuḳur Mahalle, Sārıkehye Mahallesi, Ᾱvçılar Mahallesi, Almas Mahallesi, Begler Mahallesi, Çay Mahallesi, vb.[17]

Bayatlı diğer bir makalesinde ise Arzı Kamber hikâyesinin Tuzhurmatı varyantını Kerkük varyantı ile edebî açıdan karşılaştırırken Tuzhurmatı varyantını yörenin bir kısım ağız özelliklerini de dikkate alarak kaydetmiştir.[18] Bu metin Tuzhurmatı ağzının araştırılmasında önemli bir katkıdır. Bundan önce Tuzhurmatı ağzıyla ilgili yapılmış tek etraflı yayın Abdullatif Benderoğlu’nun Irak Türkmen Dili (Dil Bilgisi ve Karşılaştırma)[19] çalışmasıdır ki bu eser Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kerkük ve Tuzhurmatı ağızlarının birçok yönden karşılaştırılmasını içerir.  Bundan başka yazar, Irak Türkmenlerinde Hikâye Anlatma Geleneği ve Köroğlu Anlatmaları makalesinde Köroğlu destanının masallaşmış varyantını Hanekin ağzının bazı özelliklerini dikkate alarak derlemiş ve kaydetmiştir.  Bayatlı söz konusu çalışmasında daha önceleri yörede anlatılan Köroğlu destanından bazı manzum parçalara da yer vermiştir.[20] Bayatlı’nın bu çalışmalarında, ürünlerin derlendiği yörelerin ağız özelliklerini ortaya çıkarmak üzere Irak Türkmen ağızlarında sıklıkla kullanılan kaf (ق) ve hı (خ) seslerini karşılamak üzere (q, x) işaretlerine yer vermesi duyarlı bir araştırmacılık örneği olmakla beraber, bu metinlerin daha hassas bir transkripsiyonla yeniden ele alınmasını ve yayınlanmasını da yazardan beklemekteyiz. Bu arada, Hanekin ağzı üzerine bugüne kadar etraflı bir ağız incelemesinin bulunmadığını, bu alandaki tek yayının, Sadettin Buluç’un “Irak’ta Hanekin Türk Ağzı Üzerine”[21] başlıklı bir bildirisi olduğunu eklemeliyiz. Nesrin Sis ve Erdem İlhan’ın, 2008 yılında Erciyes Üniversitesinde düzenlenen Uluslar Arası Çağdaş Irak Türkmen Türkçesi ve Edebiyatı Bilgi Şöleni kapsamında ortaklaşa sundukları “Irak Türkmen Türkçesinde (Hanekin Bölgesi) Fiil Çekimi” bildiri ise yayınlanmamıştır. Bayatlı’nın bu masal yayını Hanekin ağzının araştırılması için atılmış ilk adımlardan biri olarak görülebilir.

 Necdet Yaşar Bayatlı’nın çalışmaları, dil çalışmalarına folklor araştırmacılarının da değerli katkıları olacağını göstermektedir.

İŞARETLER :

 

Ā, ā              :    uzun   a

ē, É              :     uzun   e

ė, Ė              : kapalı e (e-i arası ses)

ġ                   :  art damak g’si  (غ) (gayın)

ḥ                    :      ha      ح

ḫ                   :     hırıltılı  h 

í                    :     ı – i  arası  ses

ḳ                   :     art  damak  k’si 

ō                   :     uzun o

ȫ                   :     uzun ö

ū                   :     uzun u

‘                    :      ayın    ع

ˆ                    : inceltme işareti          

              > , <                  : gelişme yönü

KISLTMALAR:

age         : adı geçen eser

bkz.         : bakınız

hzl.          : hazırlayan

  1. : sayfa

TDK          : Türk Dil Kurumu

[1]N. Yaşar Bayatlı, “Telafer Türkmen Halk Edebiyatında Yaygın Olarak Kullanılan Benzetmeler”, Irak Türkmen Halk Kültürü Araştırmaları, Berikan Yayınevi, Ankara 2011, s. 217-232.

[2] A. Turan Sinan, Türkçenin Deyim Varlığı, Kesit Yayınları, İstanbul 2015, s. 134-146; Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2009, s. 791-858.

[3] Doğan Aksan, Türkçenin Gücü, Bilgi yayınları, Ankara 2005, s. 86-87.

[4] Edat grubu ile kurulan deyimler hakkında bkz.: A. Turan Sinan, age, s. 112-113.

[5] Metin Yurtbaşı, Sınıflandırılmış Deyimler Sözlüğü, Ex.cel.lence Yayınları, İstanbul 2013, s. 575.

[6] Metin Yurtbaşı, age, s. 555.

[7] İsmail Parlatır, Atasözleri ve Deyimler-II (Deyimler), Yargı Yayınevi, Ankara 2007, s. 410; Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü-2 (Deyimler Sözlüğü), İnkılap Yayınları, 1988, s. 812.

[8] Sadettin Buluç, “Tellâfer Türkçesi Üzerine”, Makaleler (hzl.: Zeynep Korkmaz), TDK Yayınları, Ankara 2007, s. 284-291.

[9] N. Yaşar Bayatlı,  “Dede Korkut Hikâyeleri’nde ve Günümüzde Irak Türkmen Türkçesinde Kullanılan Ortak Sözcükler Üzerine Bir İnceleme”, Irak Türkmen Halk Kültürü Araştırmaları, Berikan Yayınevi, Ankara 2011, s. 179-187.

[10] Bugünkü Türkiye Türkçesinde gözlenen alma > elma değişmesi Türk dilinin fonetik gelişme çizgisine aykırı olup İstanbul ağzına hastır. Oradan da yazı diline geçmiştir.

[11] Necdet Yaşar Bayatlı, Irak Türkmen Folklorunda Halk İnançları, Atatürk Kültür Merkezi yayınları, Ankara 2011, s. 513-517; Yaşar Kalafat-N. Yaşar Bayatlı, Türk Kültürlü Halklarda Alkışlar-Kargışlar, Berikan yayınları, Ankara 2011, s. 142-147.

[12] Necdet Yaşar Bayatlı, age, s. 519-517; Yaşar Kalafat-N. Yaşar Bayatlı, age, s. 151-159.

[13] Necdet Yaşar Bayatlı, age, s. 526-533.

[14] N. Yaşar Bayatlı, “Kerkük Kahvehaneleri (Çayhaneleri, Çayxaneleri)”, Irak Türkmen Halk Kültürü Araştırmaları, Berikan Yayınevi, Ankara 2011, s. 9-20.

[15] N. Yaşar Bayatlı, age, s. 10, 16.

[16] Habib Hürmüzlü, Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü, Fuzuli Matbaası, 2. Baskı, Kerkük 2013.

[17] Irak’taki Türkçe yer adları ile ilgili geniş bilgi için bkz.: Necat Kevseroğlu, Irak’ta Türkçe Yer Adları Kılavuzu, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Yayınları, Kerkük 2012.

[18] N. Yaşar Bayatlı, “Türk Halk Hikâyelerinden Arzu Kamber (Arzı Qamber) Hikâyesinin Kerkük ve Tuzhurmatı  Varyantlarının Mukayesesi (İnceleme ve Metin)”, Irak Türkmen Halk Kültürü Araştırmaları, Berikan Yayınevi, Ankara 2011, s. 21-81.

[19] Abdullatif Benderoğlu, Irak Türkmen Dili (Dil Bilgisi ve Karşılaştırma), Irak Tanıtma Bakanlığı Yayınları, Bağdat 1976.

[20] N. Yaşar Bayatlı, “Irak Türkmenlerinde Hikâye Anlatma Geleneği ve Köroğlu Anlatmaları”, Irak Türkmen Halk    Kültürü Araştırmaları, Berikan Yayınevi, Ankara 2011, s. 115-146.

[21] Sadettin Buluç, “Irak’ta Hanekin Türk Ağzı Üzerine”, Makaleler (hzl.: Zeynep Korkmaz), TDK yayınları, Ankara 2007, 280-283.