ORTADOĞU DAHA DA KARIŞIYOR!

ORTADOĞU DAHA DA KARIŞIYOR!

Prof. Dr. Celalettin Yavuz

   ABD Başkanı Trump, 90 günlük başkanlık süresi dolmadan “kahraman” olmayı düşündü. Suriye’ye füze harekâtı sonrası “güzel bebeklerin babalarının kucağında öldüğünü gördükten sonra” emri verdiğini söyleyen Trump, Esad rejimi ve rejimin lideri Esad’ı hedef aldı. Esad için “O bir hayvan!” diyen Trump, daha önceki ABD başkanlarının kullanmadığı bir sokak diline sahip. Bu arada Beyaz Saray da kimyasal katliamda sarin gazı kullanıldığını resmen duyurdu. Zaten Türkiye’de de Sağlık Bakanı Recep Akdağ da İdlib’ten Reyhanlı’da hastaneye yetiştirilen yaralılar ve ölenler üzerinde sarin gazı bulunduğunu 11 Nisan’da bir kez daha duyurmuştu.

   Suriye sebebiyle ABD-Rusya ilişkileri bir kez daha gerildi. Sarin gazı saldırısında Esad’ın yanında “yapmamıştır” diye yer alan Rusya Devlet Başkanı Putin, bu olayın bir “düzmece” olduğunu, ünlü Rus yazarları İlfa ile Petrov’un “Sıkıcı oldunuz kızlar – Biz hepimiz bunu daha önce görmüştük!” şeklindeki sözleriyle iddia etti.

   Bu iddia ile yetinmeyen Putin, ABD’nin Suriye’nin başkenti Şam’a da bir harekât hazırlığı içerisinde bulunduğunu da ileri sürdü. Hatta bu iddianın ardından Rusya’ya ait bazı askeri birlikler Şam’ın kuzeydoğusundaki hava üssü Dumayr’da konuşlanmaya başlamış.

   Burada akla gelen soru şudur: Acaba Putin hala Trump yönetimi içindeki “köstebek”ten mi bu bilgileri alıyor, yoksa ABD’nin Şam harekâtı için sürdürülen hazırlıklar göstere göstere mi yapılıyor? Putin’in iddiasından başka emareler olmadığına göre, demek ki Putin’in Trump yönetimi içindeki casusu (veya casusuları) hala iş başında olmalı…

   Bu iddialar Putin için normaldir. Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı sırasında el-Bab bölgesinde 2 kez “faili meçhul” hava taarruzuyla 7-8 şehit vermiştik. Uçakların tipi belliydi ve Rus yapımıydı. Ama Rusya da, Esad rejimi de “Ben yapmadım!” demişlerdi.

   İran Cumhurbaşkanı Ruhani hem nalına, hem mıhına vurdu: Suriye’de Esad rejiminin kimyasal silah saldırısı sonrası ABD’nin Suriye hava üssünü vurması konusunda “ABD’nin Suriye’ye saldırısı yanlıştı. Bu ilk defa gerçekleşti. Tekrarı çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir!” derken, Esad’a da dokundu. Ruhani, “Suriye’de kimyasal silah kullanılması ve İran’ın Esad’ı desteklemesi dünyadaki hassasiyeti artırdı. İran’ın Suriye politikasını değiştirmesi düşünülüyor mu?”  şeklindeki bir soruya “Batı teröristlere destek vermeye son vermelidir. Elbette Suriye devletinde reformlar yapılması da gerekmektedir!” dedi.

   İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan da Cumhurbaşkanı Ruhani ile aynı saatlerde ABD’nin uluslararası kanunlara aykırı davrandığını dile ifadeyle “Amerikalılar Suriye’ye tekrar saldırmaları durumunda bunu ağır ödeyecekler. Bilmelidirler ki, saldırıları cevapsız kalmayacaktır!” şeklinde bir açıklama yaptı.

   İran bu açıklamayı yaparken tabii ki yalnız değildi. Rusya ile dirsek temasında ve karşılıklı görüşmelerden sonra böyle hareket etti.

   Bu arada aslında Amerikan düşmanlığı ve İran’la yakınlığı bilinen Irak’taki Şiilerin liderlerinden Mukteda El Sadr da Esad’a istifa çağrısı yaptı. Sadr, “Hak ve adalet anlayışıma göre Esad, ülkesi ve milletini seviyorsa istifa etmeli. Ancak böyle çok daha büyük bir savaş ve terör önlenebilir. Görevinden ayrılarak yerini Suriye toplumunda saygın ve etkin, halk tarafından sevilen birine devretmeli!” diyerek, Esad’a sırtını dönenler arasına girdi.

   İran demişken Ahmedinecad gene piyasada. İran-ABD ve İran-İsrail, İran-AB geriliminin uzun bir aradan sonra tavan yaptığı dönemin baş aktörüydü Ahmedinecad, Hatemi’den  sonra 2 dönem peşpeşe İran cumhurbaşkanı seçilmiş ve bu dönemde “İsrail’i haritadan kazıyacağız!” sözleriyle şimşekleri üzerine çekmişti.

   Hatta İran, nükleer silah ürettiği kuşkusuyla tarihini en ağır yaptırımlarına bu dönemde uğramıştı. Rusya bile İran’a destek çıkmamış, BM’deki “İran’a yaptırım” kararlarına uymuş, parası bile ödenen S-300 hava savunma füzelerini İran’a teslim etmemişti. Ahmedinecad gene sahnede. Hem de İran Ruhani Lideri Hamaney’e rağmen Cumhurbaşkanı adayı!

   Son Söz: Ahmedinecad’ın adı bile bölgenin karışacağının açık göstergesi. İnşallah seçilmez!