Şam rejimi Nazi savaş suçlarını gölgede bıraktı

Büyükelçi Stephen Rapp ABD CBS News TV’ye yaptığı açıklamada Esed rejime karşı toplanan delillerin “Nazilere karşı toplananlardan daha güçlü” olduğunu söyledi.

ABD Küresel Adalet Komisyonu Başkanı Stephen J. Rapp, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in yargılanması halinde “öldürücü bir darbe” alacağını ve aleyhindeki delillerin “Nazileri yargılamak için toplanan delillerden daha güçlü ve daha ciddi” olduğunu söyledi.

Küresel Savaş Suçları İşleri eski Başsavcısı Rapp yaptığı CBS News’e yaptığı açıklamada “Suriye Devlet Başkanı aleyhinde bir yığın delil toplandı. Deliller Nazileri ünlü Nürnberg Mahkemesi’nde yargılamak üzere müttefikler aracılığıyla toplanan delillerden daha güçlü ve daha ciddi. Naziler çirkinliklerini belgelemeleriyle ünlüydüler. Ancak onlar bile kurbanların fotoğraflarını doğru kimlik bilgileri ile çekmemişken Beşşar Esed’in yardımcıları tarafından ölünceye dek ağır işkenceye maruz kalan kurbanların binlerce fotoğrafının yanı sıra bu cinayetleri Suriye diktatörlüğü ile ilişkilendiren belgeler de bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Scott Pelley CBS kanalında yayınlanan 60 Minutes adlı programın bugünkü bölümünde bu suçlardan ve bunları tüm dünyaya göstermek için hayatını riske atan fotoğrafçıya yer ayırdı. Bölümün özetine göre “10’uncu yılına girmekte olan iç savaşta 250 binden fazla Suriyeli sivil hayatını kaybetti. Aralarında işkenceler sonucu ölenler ve Suriye muhalefetinin kontrolü altında bulunan toprakları hedef alan kimyasal silah saldırıları sonucu hayatını kaybeden kitleler bulunuyor.”

Sierra Leone ve Ruanda’da savaş suçları ile ilgili davada başsavcı olarak görev yapmış olan Büyükelçi Rapp “Elimizde cinayet, işkence ve tecavüz ve diğer fiziksel ve cinsel içerikli şiddet suçlarının yanı sıra zorla gözaltı ve sakat bırakma suçları var” dedi.

Rapp “İktidardaki Esed rejimi savaş bölgelerinde bırakılan dosyalarda bu suçları ve eylemleri belgelemiş” dedi. 900 binden fazla dosya kaçırılarak Uluslararası Adalet ve Hesap Sorma Komitesi (CIJA) tarafından arşivlendi. Büyükelçi Rapp, daha çok ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen bu komiteye başkanlık ediyor.

Büyükelçi Rapp açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Belgelerin Devlet Başkanı Esed’e işaret ettiği su götürmez bir gerçek. Yani demek istediğim bu, yukarıdan aşağıya doğru çok iyi bir şekilde organize edilmiş bir çabayı gösteriyor. Üzerinde Esed’in adı olan belgeler var. Bu stratejinin Esed tarafından belirlendiği ve denetlendiği çok açık. Beşşar Esed’e karşı eski Yugoslavya’da Miloseviç’e karşı elimizde olan kanıtlardan daha iyilerini bulduk. Hatta Nürnberg Mahkemesi’nde Nazilere karşı elimizdeki kanıtlardan da daha iyilerini çünkü Naziler kurbanlarının her birinin kimliklerini gösteren bilgilerle birlikte bireysel olarak fotoğraflarını çekmemişti.”

Bunların çoğu “Caesar” takma adını kullanan Suriyeli fotoğrafçı sayesinde elde edildi. “Caesar” gizli hapishanelerde ölenlerin fotoğrafını çekmek için morglarda çalışmakla görevlendirilen Suriyeli fotoğrafçı bir askerin kullandığı takma ad. “Caesar” Pelley’e bir tercüman aracılığıyla şu sözleri söyledi:

“İşkence gördükleri çok açıktı; bir deri bir kemik kalmışlardı ve sadece iskeletten ibaretlerdi. Gözleri oyulmuş kişiler vardı. Onlara sürekli elektrikle işkence ediyorlardı. Bunu vücutlarının çeşitli yerlerinde oluşan koyu lekelere bakarak anlayabilirsiniz. Bu insanların bedenlerine yapılmış her türlü işkenceye şahit oluyorduk. Kendi kendime bu hükümet halkına bu zulmü nasıl reva görebilir diye soruyordum. Beşşar Esed başkanlığındaki Suriye diktatörlüğü rejiminin korkunç çirkinliklerini tüm dünyaya gösterebilmek için kendi hayatımı ve ailemin hayatını riske attım.”

11 bin kurbanın 55 bin fotoğrafı

“Caesar” fotoğrafları bir flash belleğe kopyalayarak bunu “Sami” lakabını kullanan bir arkadaşına verdi. “Sami”  11 bin kurbana ait 55 bin fotoğraf içeren dijital arşivi bir bilgisayara indirdi ve ülke dışına kaçırdı. “Caesar” bunların kesin suçlayıcı deliller taşıyan fotoğraflar olduğunu söyledi. Suriye hükümetinin ölü sayılarının kaydını tuttuğunu söyleyerek “Her ölen kişinin vücudunda farklı yerlerine yazılmış üç numara bulunuyor. İlki tutuklunun cezaevi kayıt numarasına, ikincisi bu kişinin sorgulanıp ölene kadar kendisine işkence yapılmasını denetleyen istihbarat şubesinin kod numarasına ve üçüncüsü ise doktor tarafından verilen ve ölü erkek veya kadın sayısı arasında ceset sıralamasını gösteren bir seri numarasına işaret ediyor” dedi.

“Bunu komşularının veya arkadaşlarının bir gün ne olup bittiğinden haberdar olmaları için yaptıklarını” ifade eden Sami “Bu benim ve Caesar’ın omuzlarına yüklenen müthiş ağır bir sorumluluktu. Yakınlarının ve sevdiklerinin akıbetlerini ortaya çıkarabilmemiz, bunları ispatlayabilmemiz ve söyleyebilmemiz için Suriye halkına karşı bir sorumluluğumuzdu” dedi.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Caesar’ın çektiği 242 fotoğrafın bir örneğini inceledi ve herhangi bir şekilde üzerlerinde oynandığına dair bir kanıt bulamadıklarını açıkladı. CBS News “Suriye rejimi müttefikleri, Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye hükümetini Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) karşısına çıkarma girişimlerini engelledi. Esed’in Suriye iç savaşında nihai bir zafer kazanması yakın. Bu yüzden muhtemelen savaş suçluları Suriye’de Esed’in demir yumruğu altında tamamen güvende olacaktır” ifadelerini kullandı.

Rapp “Ben iyimser bir ABD vatandaşıyım. Kimsenin adaleti sağlamanın bir yolunu göremediği son derece umutsuz olduğumuz ama en nihayetinde de başardığımız başka durumlara tanık oldum. Hala ihtimaller mevcut. Bu yolda ilerlememizi sağlayanlardan biri de son zamanlarda kesin kanıtların toplanması” dedi.

15 Mart 2011’de Esed rejimine karşı reform talepleriyle başlayan barışçıl gösteriler rejimin devlet terörüyle karşılaşmış, ülke Ağustos 2011’de bir iç savaşa sürüklenmişti. Çoğunluğu Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları sonucu çatışma ve bombardımanlarda yarım milyondan fazla sivil hayatını kaybetti. Öte yandan bu süreçte Şam yönetimi pek çok sivili tutukladı ve sistematik işkence ve tecavüze maruz bıraktı.

Stephen J. Rapp eski bir savaş suçları savcısı. Daha önce Sierra Leone ve Ruanda’da işlenen savaş suçları hakkında incelemeler ve hukuki raporlar kaleme almış bir isim olan Rapp eski ABD Başkanı Obama’nın ve yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın Dışişleri ekibinden. Savaş suçları konusunda oldukça deneyimli olan Rapp günümüzde Lahey Küresel Adalet Enstitüsü’nde Seçkin Araştırma Görevlisi ve Simon-Skjodt Önleme Merkezi’nde Küresel Önleme Görevlisi olarak görev yapmakta.