‘Suriye Halkının Parçalanmasından Yana Değiliz’

“Türkiye’nin kuzey Suriye politikası, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bu noktada siyasi birliğini esas alıyor. Biz Suriye halkının dağılıp parçalanmasından yana değiliz. Ne yazık ki şu anda koalisyon güçlerinin böyle bir derdi, böyle bir hesabı yok. Fakat biz, gerek Rusya, gerek İran bu noktada Soçi’de başlayan, Ankara’da devam eden, Tahran’da devam eden bütün çalışmalarda buna çok çok ciddi kararlı bir vurgu yaptık. Hatta İstanbul zirvesinde de aynı şekilde Rusya, Türkiye, Fransa, Almanya dörtlü zirvesinde de buna yine vurgumuzu yaptık. Bir defa bizim için Ayn el Arap’tan Kamışlı ve doğuya doğru giden bu koridoru biz özellikle güvenli bölge olarak ele alıyoruz. Bazılara bunu tampon bölge olarak da değerlendiriyor. Bunun ortalama derinlikleri, Sayın Trump’ın da ifade ettiği gibi 30-32 kilometre. Bu bazı yerlerde biraz fazla, bazı yerlerde daha az olabiliyor.”

 

Söz konusu bölgenin PYD ve YPG tarafından terör koridoru olarak kullanılmak istendiğine dikkati çeken Erdoğan,”Biz gerek Celabrus, El Bab harekatıyla, gerek Afrin operasyonlarıyla bu işi ortadan kaldırmış olduk. İdlib’de bunu çok daha sağlam zemine oturtmuş olduk. Eğer İdlib’de de o kararlı duruşumuz olmamış olsaydı, en az 300-400 bin İdlib halkı da nereye gelecekti, ya sınırımıza veya sınırı aşmak durumunda kalacaktı ve içeri girecekti.” diye konuştu.

Münbiç

Münbiç’in asli yapısının terör örgütleri tarafından bozulduğuna değinen Erdoğan, Münbiç’in asıl halkının yüzde 85-90 Arap olduğunu belirtti.

Münbiç’in asli yapısının bozulduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Buraya kim girdi? PYD-YPG, yani PKK girdi. Obama o zaman bana söz verdi, dedi ki ‘biz burayı bunlardan boşaltacağız’ Böyle bir şey oldu mu? Olmadı. Sayın Trump’la da bunu konuştuk. O da bunu yapacaklarını söyledi. O zaman Tillerson (eski ABD Dışişleri Bakanı) vardı, bir yol haritası noktasında bazı adımlar atıldı. Daha sonra, ‘Öyle bir adım atalım ki yol haritası, bir takvim belirleyelim’ denildi. Bunun için 90 günlük bir takvim gündeme geldi. Yani, ’90 gün içerisinde bunu göreceksiniz’ denildi. Peki böyle bir şey oldu mu? Ne yazık ki bu olmadı. 90 gün artık 6 ay oldu, 7 ay, 8 ay, 9 ay oldu, maalesef böyle bir adım olmadı. Şimdi ise sanki biraz emarelerini görür gibiyiz. Ve Münbiç’te şu anda diyoruz ki biz bunun etrafında gerek Rusya, gerekse biz buradaki devriye olayını bir çözüme kavuşturalım. Şu anda burada böyle bir adım atıldı.”
“Buralar boşalınca buranın halkı da topraklarına dönecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orada şu an Arap aşiretleri, ‘Ne olur, bizi kurtarın’ diyorlar. Adeta orası bir kilit nokta haline geldi, ciddi de bir nüfus potansiyeli de var. Bu aşiretlerin bu kaygısıyla birlikte de biz diyoruz ki biz şimdi burada bu adımı atabiliriz ve Sayın Trump da bu konuda bir kararlılık ortaya koyuyor.” dedi.

Erdoğan, “Rusya ile yaptığımız görüşmelerde, şu anda heyetimiz Rusya’ya gitmişti ve döndüler. Bugün gerek heyetteki arkadaşlarla, gerek Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar paşayla görüşme yaptık. O görüşmelerde de şu anda olumlu bir gelişmenin olduğunu öğrendik.” diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, “Temenni ederiz ki bu olumlu gelişmeyle birlikte bu örgütler burayı bir an önce terk eder ve buranın kendi asli sahipleri hemen gelip topraklarına yerleşirler. Bu bir şeyi sağlayacak, nedir bu? 300 bin civarında Suriyeli topraklarına döndü, Türkiye’den. Buralar boşalınca buranın halkı da topraklarına dönecek. Böylece sürekli bizim topraklara buralardan geliş değil, geri dönüş başladı denecek. Yapılacak adımla da bunun planlamasını yapacağız. Bu konuda kararlıyız, bu adımları atmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Terör örgütlerinin amacı Akdeniz’e inmekti”

Washington’da 5 Şubat’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla bir toplantı gerçekleştirileceğini, ardından 14 Şubat’ta Soçi’deki zirveye katılacaklarını anımsatan Erdoğan, bundan sonraki süreç içerisinde de bu görüşmeleri peyderpey sürdüreceklerini vurguladı.

En kısa zamanda aklıselimin galip gelmesini ve herkesin bulunması gereken yerde görevini ifa etmesini temenni eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ama Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duymak suretiyle bu adımları atarız. Sayın Trump’ın da geri çekilme operasyonuyla ilgili olarak birileri burayı kaşıma durumunda kalıyor, tabii bunlar da süreyi uzatıyor. Sayın Obama’nın döneminde güvenli bölge olayını o zaman gerçekleştirmiş olsaydık zaten hem bizim halkımızın huzuru yerinde olacaktı. Niye, ‘Bizim böyle bir sıkıntımız zaten yok’ diyecektik. Ama öyle oldu ki 100’ün üzerinde biz de insanımızı kaybettik. Zira buralara kadar terör örgütleri sızdı. Bunların asıl amacı çok daha ileri gidiyorum, aslında en doğudan en batıya doğru, Afrin’in kuzeyinden Akdeniz’e inmekti. Terör örgütleri Afrin’de ne oldular? Baktılar ki olacak gibi değil, Afrin’den çıkma kararı aldılar. Biz dik durmasaydık, operasyonları sağlam yapmasaydık o zaman bu terör örgütleri oradan Akdeniz’e ineceklerdi.”

“Nerede petrol var buna bakmıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ ile yürütülen mücadeleye değinerek, şunları söyledi:

“El Bab’ta 3 bin civarında DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Nerede petrol var buna bakmıyoruz. Şu anda burada ciddi manada petrol kaynakları var. Ama bu petrol kaynaklarından bize ne gelir, ne gelmez, onun üzerinde durmuyoruz. Ebu Kemal denilen bölgede, Rakka’da petrol yatakları var. Terör örgütleri, DEAŞ ham petrolü ilkel seviyede rafine ediyor ve satıyor. Bu da az bir rakam değil. Yılda 750 milyon dolar gibi elde ettikleri gelir var.”

Suriye halkının her zaman yanında olacaklarını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Sayın Trump’ın, ‘Fırat’ın doğusundan çekileceğiz, çekiliyoruz’ sözü var. Temenni ediyorum ki bunu kısa zaman içinde hallederler. Çünkü biz, tehdit altında yaşamak istemiyoruz. Onun için de tehdidin emaresini gördüğümüz anda her türlü hazırlığımız var.

Münbiç’ten 90 günde çıkacağız dediler. Ama o 90 gün neredeyse 9 ay oldu, çıkmadılar. ‘Niye çıkmıyorsun?’ deyip de buraya operasyon yapacak durumda değilsiniz. Çünkü hepsinin bir maliyeti var.”

“Biz koalisyon güçlerine burayı terk edemeyiz”

“YPG’ye verilen silahları ABD’nin geri toplayacağına dair Donald Trump bir taahhütte bulundu mu?” sorusu üzerine Erdoğan, bunların taahhüdünün yapıldığını söyledi.

Erdoğan, 23 bin tır bu bölgeye Irak tarafından girmiş olan silah, araç ve gerecin bu bölgede olduğunu belirterek, yakalanan silahların da bulunduğunu, büyük bir bölümünün Amerikan silahı olduğunu ifade etti.

Cerablus’tan Irak’a kadar olan bölgenin Türkiye’ye verilmesinin gereğini hep söylediklerini aktaran Erdoğan, “Orada öyle şahinler var ki, onlar da diyorlar ki ‘Burayı Türkiye’ye vermek doğru değil. Biz veya belirleyeceğimiz koalisyon güçleri bunu yapsın’. Biz bir defa koalisyon güçlerine güvenemeyiz. Geçmişteki tecrübelerimiz bunu teyit ediyor. Ne senin burayı güvence altına alacak askerin var ne de lojistik olarak bu kadar imkanın var. Bu konuda samimiyseniz, biz madem NATO’da beraberiz, stratejik ortağız o zaman bu desteğe lojistik olarak bize siz vereceksiniz, tampon bölge dediğimiz burayı Türkiye’ye teslim edeceksiniz. Buranın güvenliğini zaten sağlarız. Güvenli bölgeyi de tampon bölgeyi de sizlerle beraber yönetiriz. Ama biz koalisyon güçlerine burayı terk edemeyiz. Çünkü bizim kendimizi güvende hissetmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hala körü körüne inanan, insanlar gerçekleri öğrensinler”

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ABD’den iadesi konusunda gelinen noktaya ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dışişleri Bakanlığı olsun, ikili görüşmelerde olsun terörist başının Türkiye’ye verilmesinin gerekliliğini defalarca kendilerine vurguladık. Çünkü başka şüpheler artık tezahür etmeye başladı. Bu konuyu gündeme getirmemiz FBI’yı devreye getirdi. FBI’ın bazı çalışmalarına bizler de tanık olduk. Temenni ederim ki FBI’ın çalışmaları neticesinde bir karar çıkması sağlanabilir. Bunların çok daha geçmişe dayanan kongrede ayakları var. Kimin? FETÖ terör örgütünün.

FETÖ’ye gönül veren vatandaşlarımın hala bu hassasiyeti anlamamalarını anlamak mümkün değil. Bunlar adeta tapıyorlar, sıkıntı burada. Hakkında öyle eserler yazmışlar ve yazmaya devam ediyorlar ki bunu müceddid ilan ediyorlar. Haşa uluhiyyet neredeyse yüklüyorlar. Bunu bizim konuşmamız, belki ağır olacak ama artık bunu söylemek zorundayız; buna hala körü körüne inanan, arkasından giden haşa tapan insanlar gerçekleri öğrensinler. ‘Acaba’ sorusuna onlar cevap arasın. Bazı eserler önümüze getiriliyor, biz şok oluyoruz. Trump ile bundan sonra yapacağım görüşmelerde yine söyleyeceğim.”

“Daha yapılacak çok operasyon var”

“Trump FETÖ dediğinizde ne anlıyor? Kafasında bir şey oluştu mu?” sorusu üzerine Erdoğan, bu sorgulamayı ilerlettikçe ABD’deki faaliyetlerin hep zora girdiğini, dolayısıyla onların da bu noktada Türkiye’ye doğru kaydığını söyledi.

Bu konuyu işlemeye devam edeceklerini anlatan Erdoğan, dünyadaki birçok ülkede lider konumda olan FETÖ elemanlarının, Türkiye’ye teslim edilmeye başlandığını, en son Azerbaycan’dan önemli bir ismin teslim edildiğini aktardı.

Erdoğan, FETÖ’nün bulundukları ülkelerde hükümeti düşürebilecek duruma geldiğini belirterek, “Neyle? Para, para… Soros neyle anılıyor? Parasıyla anılıyor, adam parasıyla ülkelerde darbe yapıyor.” dedi.

Figüranlarla uğraşmanın yanında, perde gerisinde kimlerin olduğunun da artık görülmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Biz FETÖ olayına 2010’dan sonra tam manasıyla vakıf olabildik. Geçmişi itibariyle biliyoruz ama böyle olduğunu, bir ihanet içinde olmasını hiç düşünmedik.” ifadelerini kullandı.

“FETÖ tamamen temizlendi diyebilir miyiz?” sorusuna karşılık Erdoğan, “Hayır. Daha yapılacak çok operasyon var. Devletin içinde, devletin çeşitli kurumlarında, polisimizde, askerimizde, her yerde var. Onun için kolay değil. Bu adeta metastaz yapmış.” cevabını verdi. TRT