TELÂFERLİ SANATÇI ÖMER TÜRKMENOĞLU İLE MÜZİK SOHBETİ

 

TELÂFERLİ SANATÇI ÖMER TÜRKMENOĞLU İLE MÜZİK SOHBETİ

Önder Saatçi

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Erbil’de dünyaya geldim. Ama aslen Telâferliyim. Doç. Dr. Ömer Türkmenoğlu şu an Isparta’da, Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Müziği meslek olarak seçmenizde neler veya kimler etkili oldu?

Müziğe çok küçük yaşlarda merak saldım ilkokul sıralarında öğretmenlerim bana şarkılar söyletirlerdi. Daha sonra Irak’ta konservatuvar okumak istedim ancak şartlar hiç uygun olmadı. 1994 yılında Türkiye’ye geldim ve İhsan Doğramacı Özel Bursuyla Bilkent Üniversitesinde Şan bölümünü okudum. Nur içinde yatsın Rahmetli Prof. Dr. İhsan Doğramacı bu konuda en büyük destekçim olmuştur.

Müzik-insan ilişkileri üzerinde neler söylenebilir ve halka hitap etmede müzik nasıl bir etkiye sahiptir?   

Bildiğiniz gibi müzik en hızlı ve etkili araçlardan biridir. Özellikle insan ilişkilerinde.  Konserlerimde, televizyon programlarımda bunu daha çok fark ettim.

Irak’ta iken ve Türkiye’ye geldikten sonra müzikle ilgili ne gibi faaliyetleriniz oldu?  

Irak Erbil Türkmeneli TV ve Radyosunda birçok kayıtlar, klipler, marşlar gibi çalışmalarım oldu. Türkiye’ye geldikten sonra 1995 yılında TRT Ankara Radyosunun düzenlediği Türk Halk Müziği yarışmalarında birkaç kez birinciliğim oldu. Daha sonra 1996 yılında TRT Televizyonunun düzenlediği Türk Halk Müziği ses yarışmasında “Altun Hızmav Mülayim” türküsüyle Türkiye Birincisi oldum. Ayrıca Üniversiteyi bitirdikten sonra Azerbaycan- Bakü’de düzenlenen Uluslararası Bülbül Opera Şan Yarışmasında dördüncülük ödülü kazandım ve daha sonra gerek yurtiçinde gerek yurt dışında -en az 50 ülkede- konserler verdim. Büyük ustalar sanatçımız Abdurrahman Kızlay ve Mehmet Özbek Hoca’mla konserler verdik.

Telâferlisiniz, Erbil’de de bulundunuz. Bize biraz Irak Türkmen halk müziği ve bilhassa Erbil ve Telâfer’deki halk müziği hakkında bilgi verir misiniz?   

Türkmen halk müziğine baktığımızda Kerkük ve Erbil horyatlar olsun müzik ritimleri bakımından olsun birbirine çok yakındır. Ancak Telâfer türkülerinin kendine has bir tarzı vardır. Telâfer’de, Bektaşi kültüründen etkilenerek daha çok ozan ve âşık havaları seslendirilir. Kerkük ve Erbil türküleri Türkiye’de bilinmektedir. Ancak Telâfer türkülerini Türkiye’de İlk defa “Telâfer Türküleri Albümü” ile, 2013 yılında, Kerkük Kültür Derneğiyle yaptık ve çok ilgi gördü. TRTde birçok programda seslnedirildi ve yayınlandı.

Irak Türkmen müziğinin kökeni, kaynakları, ilişkide bulunduğu, hatta etkilendiği diğer milletlerin müzikleri hakkında bizi aydınlatır mısınız?

Bütün dünyada olduğu gibi, farklı kültürlerin birbiriyle etkileşimi olduğu için, Irak Türkmen müziği de doğal olarak Irak makamları, Türkiye’deki halk müziği ve Azerbaycan halk müziğnden etkilenmiştir. Ayrıca bizim Türkmen halk müziğinin bu özelliği çok iyi fark edilir. Ne yazık ki milletimizin çektiği acılar ve gördüğü zulumler müziğimize yansımıştır.

Irak Türkmenlerinin halk müziğini Türk dünyası içinde hangi konumda görüyorsunuz?  

Türkmen Halk Müziği gerçekten Türk Dünyasında tanınmış ve sevilen bir müziktir. İyi bir konumda olduğunu düşünüyorum; ancak tanıtıma daha fazla ihtiyacımız var. Çok zengin bir kültürümüz var; fakat tanıtma konusunda çok iyi olduğumuzu söyliyemem bu eksikliğimizi en kısa zamanda gidermemiz gerekiyor. Türk dünyasıyla daha çok kültürel bağlantılar kurmamız; festivallere, konserlere, daha çok etkinliklere katılmamız icap eder. Türkmen halk müziğini diğer müziklerle karşılaştırmalar yapmak için şartların aynı olması gerekiyor. Irak Türkmenleri siyasi olarak sürekli sıkıntı içerinde olduğu için maalesef sadece kültürel değil diğer konularda da olumsuz etkilemektedir.

Irak Türkmenlerinin halk müziğini daha da geliştirmek için neler yapılmalıdır?  

Irak’ta yaşayan sanatçılarımızın imkânları kısıtlı. Bu yüzden çok fazla birşey yapamıyorlar. Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan sanatçılar olarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz; ancak yeterli değil. Örneğin, türkülerimizin senfonik düzenlemelerini yaptık ve seslendirdik. Finansal açıdan sıkıntı yaşıyoruz.  Projelerimizin çoğu maddi imkânsızlıklardan geri dönüyor. İnşallah bu imkânlar düzelir ve  çok daha büyük projelere imza atarız. Irak’ta yapılması gereken konusuna gelince, bütün türkmen bölgelerinde kültür merkezlerinin kurulması ve hizmet içi eğitimlerin verilmesi çok önemli. Bizi temsil eden Türkmen siyasetçilerimiz kültür ve sanata bir politika olarak bakmalılar. Yoksa kültürümüz eriyip gidecek.

Sizce müziğimizi dünyaya tanıtmada batılı müzik türlerini ve tekniklerini kullanmak gerekli midir yoksa kendine has özellikleriyle mi müziğimizi dünyaya tanıtmalıyız? Bilhassa, Türk müziğinde çok seslilikle ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?  

Bu tam benim mesleğimi ilgilendiren bir konu ve bu konu üzerinde çok çalışmlarım oldu. Size küçük bir anımı anlatıyım, 1999 yılı galiba. Kıbrıs’ta TÜRKSOY Opera Günleri’ne katılmıştım ve piyano eşliğinde bir İtalyan operasından bir arya ve bizim meşhur türkümüz  “Altun Hızmav Mülayim” türküsünü seslendirmiştim. Konser sonrası hiç unutmuyorum bana ingiliz bir gazeteci yaklaştı. İsmi Michel Chorchti. BBC Müzik Magazin’de yazdığını söyledi ve bana şu soruyu sordu? “Nasıl oluyor da piyano ile hem bir opera aryası ve kendi halk müziğinizden bir türküyü aynı anda seslendirebilidiniz?” dedi. Ben de şöyle cevap verdim: Batı müziği eğitimini aldığım müzik türüdür. Ancak halk müziği benim kanımda olan bir şey. Aynen bu şekilde Opera Festival 2000 dergisinde çıktı. Mustafa Kemal Atatürk’ün müzik devrimlerinde de bu konu önemli bir yer alır. Kendi halk müziğimizi batı müziği teknikleriyle geliştirip dünyaya tanıtalım. Bence Türkmen müziğini de bu şeklide tanıtmamız gerekiyor; ama inceliklerini ve ruhunu bozmadan olmalı. Ayrı bir örnek olarak 2019 da Isparta Süleyman Demirel Üniversitesiyle yaptığım Senfoni ile Isparta Türküleri projesi çok ilgi gördü. İnşallah aynı projeyi birgün Türkmeneli Türküleri için de yaparım.

Müzik türleri arasında karma çalışmalar yapılıyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bildiğiniz gibi müzik her gün gelişmekte olan bir sanat dalıdır. Müzik türlerinin birbiriyle karılması ise bazen çok güzel renkler ortaya çıkarmaktadır. Bu tür çalışmaları seviyorum ve destekliyorum. Umarım bir gün Türkmen gençleri de Türkmen Müziğini Caz ve Rock gibi tarzlarda seslendirirler.

Gelecekte ne gibi çalışmalar planlıyorsunuz?

Birçok çalışmalarım var, şu an çok önemli bir kitap hazırlığım var. Türk Dünyası Operaları ile ilgili şimdiye kadar hiç yapılmamış bir çalışma. Ayrıca, Isparta ve Eskişehir türkülerini senfonik olarak seslendirdim. Anadolu ve Türkmeneli Türkülerinin çoğunu senfonik olarak sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde seslendirmek istiyorum. Aynı zamanda bir sanatçı ve akdemisyen olarak yeni gençler yetiştirmek bizim borcumuz. Buradan bütün Türkmen gençlerine sesleniyorum, elimden ne geliyorsa burada müzik eğitimleri için kendilerine yardımcı olmaya hazırım. Gerçekten bu konuda çok eksiğimiz var…

Irak Türkmenlerine son söz olarak ne söylemek istersiniz?

Son olarak güzel Türkmeneli’mizin kardeşlik, huzur ve barış içinde olmasını diliyorum. Hep beraber nice güzel günlere inşallah.